Türk Yasaları


 

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederek bir imparatorluğun sultanı halin geldiğinde, dünyanın tüm zorbalarına korku salarak sarayının kapısına şunları yazdı:

“Sultan arzda Allah’ın gölgesidir, zayıflar ona sığınır, mazluma yardım eder.”

Bu, içerisinde devlet aklı ve insani iradesi bulunan bir cümledir. Ölümden kaçan Yahudiler, canlarını engizisyon mahkemelerinden kurtarmaya çalışan Hristiyanlar ve zorba yöneticilerinin zulmü altında inim inim inleyen Müslümanlar o devlete sığınmıştır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da şöyle demiştir: “Kalplerimiz ve kapılarımız tarih boyunca İspanya’dan Kuzey Afrika’ya kadar her yerden bu topraklara gelen mazlumlara açık olmuştur.”

Erdoğan ayrıca, “Kapılarımızı Suriyelilere açmak boynumuzun borcuydu. Olanları görmezden gelemezdik ve kapılarımız açtık. Aynısının bizim başımıza geldiğini düşünün, bize kim yardım ederdi?”

Türkiye’de yaşayan üç milyondan fazla Suriyeli yerel seçimlerden sonraki süreçte yasaların daha katı bir şekilde uygulandığına tanıklık etmektedir. İktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi, bu konuda bir incelemede bulunmuş ve yasalara aykırı davrananların sınır dışı edilmesi ve yasa ihlallerine müsaade edilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

 Dünyadaki tüm devletlerin içinde bulunduğu durum, hal, sorun ve hedeflerine uygun düzenleme, yasa ve kararı uygulama hakkı vardır. Aynı şekilde suçlu ve yasalara aykırı davrananları cezalandırma hakkı da bulunmaktadır. Ancak yasalar uygulanırken insani şartlar da ciddi derecede göz önünde bulundurulmalıdır.

Türkiye, sınırları içerisinde yaşayan Suriyelilere gerçekten çok yardım etmiştir. Maalesef bu mültecilerin bir kısmını ülkesinde kolaylıkla ağırlayabilecek birçok Arap ülkesi aynı hassasiyeti göstermemiştir.

Türkiye Devleti ve Türk halkından, Suriyelilerin içinde bulunduğu durumu iyi bir şekilde incelemesini rica ediyoruz. Buna bağlı olarak da bu acı verici adımların uygulanmasına devam edilmemesini ve Türkiye’nin önceden insanca ve kardeşçe yaklaştığı bu çetrefilli meseleye yaklaşımını gözden geçirmesini umuyoruz.

Suriyeliler, İstanbul’da yaşamanın ayrıcalıklarını tecrübe ettikten sonra geçici koruma kimliklerinin verildiği asli şehirlere geri dönme konusunda iş, eğitim ve çocuklarının düzeni açısından zorluk yaşamaktadırlar. Asli şehirlerine dönenler hayatına her açıdan yeniden başlamak zorunda kalacaktır. Bu nedenle durumlarına bir çözüm bulunmasını ve adreslerinin İstanbul’a taşınmasını ummaktadırlar.

Türkiye Suriyelilere hep iyi davranmıştır. Bu iyiliği ancak nankör olanlar inkar eder. Bu iyilik, hesap gününe kadar hepimizin boynunda bir borçtur.

Hızla alınmış bu kararlar, kardeşlik ilişkilerimizin geleceğinde derin bir çatlak açacak surettedir. Ki bizler bu ilişkilerin en güçlü ve en iyi halde olmasını temenni etmekteyiz. Bizler güvenlik temin edildikten sonra Suriye halkı memleketine dönünce de bu ilişkilerin güçlü kalmasını istemekteyiz.

Suriyeliler katil rejimin zulmünden kaçmış ve Türk kardeşlerine ve ailelerine sığınmışlardır. Çünkü iki kardeş halkın benzerliklerinin farklılıklarından çok daha fazla olduğunun bilincindedirler.

Suriyeliler ikinci vatanları olan Türkiye’ye ve Müslüman Türk kardeşleri ile ailelerine sığınmışlardır. Çünkü katil Suriye rejimi, diktatörlüğüne karşı çıkan, özgürlük ve onur isteyen herkesi katletmeye azmetmiştir.

Türkler ve Suriyelilerin kaderi bu ortak coğrafya ve tarihtir. Kökleri ve kilit noktaları tarih boyunca birlikte olmuştur. Ortak kaderleri onları insanın insanlığında ve tüm dünyanın söndürmek için ittifak ettiği İslam alevinde birleştirmektedir.

Tarih boyunca bu iki komşu arasında muhabbet, ülfet ve kardeşlik ilişkileri olagelmiştir. Aynı şekilde birlikte yaşama ve bunu sonraki nesillere bırakma konusunda ortak bir iradeleri vardır.

Ecdadımız bu coğrafyada birlikte yaşamış ve terleri kanlarına karışmıştır. Bizler tarih, insanlık, kültür, din ve akrabalık bağlarını kendimizde toplamışızdır. Sınırlarımızın her iki tarafında her iki halka da ait mezarlar vardır. Sizler ve ülkeniz için her zaman iyi olanı isteriz. Bizler ırkçı Esed rejiminin korku ve toplu mezar cumhuriyetinden kurtulmuş ve sizin insanlığınıza tanışarak, yasalardan önce bu insanlığı görmüşüzdür.

Suriye halkı kendisine destek olan ve zor gününde yanında olan Türk kardeşlerini unutmayacaktır. Suriyeliler gelecek nesillere bu insani tavrı miras bırakacaktır. Bunu bir borç olarak ilk vatanımız Suriye’ye dönerken boyunlarımızda taşıyacağız.

Türk kardeşlerimiz için refah ve istikrar temenni ediyoruz. Ve şunu kesin bir biçimde biliyoruz ki mazlum ve mağdurlara arka çıkanı Allah mahzun etmeyecektir.

 

 

 

Suphi Dsoki

İşrak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

 
 
Whatsapp