Dünya temiz ancak Suriyeli mültecilerin geldiği ülkeler kirleniveriyor.
Sekiz yıldan bu yana tüm dünya, suçu hep Suriye halkında buluyor ve Suriyelileri insanlık için reddedilmesi ve kurtulunması gereken bir utanç olarak görüyor.
Hatta depremler, seller ve çevre kirliliğini de Suriyelilerden kaynaklı sebeplere bağlıyorlar. İşsizlik, hırsızlık, suç oranlarındaki artış, cinayet, soygun, uyuşturucu, fuhuş; tüm bunlar Suriyeliler yüzünden oluyor.
Dünya Suriyelilerden kurtulduktan ve zehirleri yerküreden temizlendikten sonra mutluluk ve refah içerisinde yaşayacak.
Suriye halkının katil Esed’in diktatörlük rejimine karşı devrime başlaması ve özgürlük ile onur istemesinin üzerinden sekiz yıl geçti. Tüm dünya ise Suriyelileri katletme, onları hayallerini gerçekleştirmekten ve insan düzeyinde yaşamaktan alıkoyma konusunda hemfikir halde hareket ediyor.
Sekiz yıldan bu yana dünya, kana susamış Esed’in Suriye’nin şehirlerini yerle bir etmek ve devrimci Suriye halkını katletmek için ihtiyaç duyduğu tüm imkanları sağlıyor.
Yine tüm dünya, Esed rejimine karşı devrime kalkan Suriyelilerin terörist oldukları, onlarla mücadele edilmesi ve ortadan kaldırılmalarının zaruriyeti konusunda da hemfikir.
İster devrimci ister sivil olsun katledilen Suriyeli ise efendisine sadık olduğu için iyi bir Suriyeli. Onun Esed yönetimi altında ilelebet kalmasına müsaade edilir. Aşağılanmaya bayılır o ve de kafasının üzerine koyulan asker postalına aşıktır.
Dünya, Esed ve Şebbihalarının pazarladığı cici Suriye’yi istiyor. O Suriye ki içinde 10 milyon katil, hırsız, soyguncu ve adi suçluyu barındıracak.
Suriye halkının ölümden kaçarak iltica etmek zorunda kaldığı ülkelerde ise karşılarına, istismar ve şikayetler çıkıyor. Buraları terk etmeleri, böylece o ülke halklarının istikrar ve güven içinde yaşamaya devam etmeleri isteniyor.
Suriyeliler iltica ettikleri Arap ülkelerinde de sömürülüyorlar. Mülteci kamplarında yaşayanlar dahi yoksulluk ve onca sıkıntıya rağmen eziyetten kurtulamıyor ve çadırları yakılıyor. Kendisine karşı devrime kalktıkları kişinin yönetimine dönmeye zorlanıyorlar ve tasfiye ediliyorlar.
Aşağılanmayı kabul etmeyen onurlu her Suriyeli, bir teröristtir. Bu nedenle uluslararası toplum onlara çeşitli yakıştırmalar yapar. Avrupa’da Suriyelilerin sınır dışı edilmesi, denize ve okyanusa atılması istenir.
Mültecilere kapılarını açan devletler, BM ve AB’den ödenek almakta fakat bunun yalnızca küçük bir kısmını Suriyeliler için harcamaktadır. Diğer yandan da Suriyelileri kendi halklarından elde ettikleri gelirlerle besledikleriyle övünmektedirler.
Suriyelilerin özgürlük, adalet, demokrasi ve insan hakları talepleri, teröristçe taleplerdir. Bu yüzden bu taleplerin peşinde koşan Suriyelilerden kurtulmak gerekmektedir.
Uluslararası toplumun kabul ettiği terör kavramı, uluslararası barış ve güvenlik için büyük tehdit oluşturan bir olguyu ifade eder. Bu tanıma radikal düşüncelerin sonucu olan terör eylemleri ve şiddetin dönüşümü gerçekleştirme aracı olarak kullanılması da girer. Terörün uluslararası çapta ortak bir tanımı yoktur. Ancak bir takım eylemlerin terör eylemi olduğu konusunda fikir birliği bulunmaktadır. Terörle ilişkili suçlar, siyasi hedeflerle şiddet uygulamayı kapsamaktadır. Uçak kaçırma, gemilere saldırma, sivillere karşı kimyasal ya da nükleer silah kullanma, insan kaçırma vb. gibi sivillere yönelik saldırılar, bu konuda örnek gösterilebilir.
Suriye halkını katledenler, kimyasal silahlar gibi uluslararası hukuka göre yasak olan silahları kullanıyor olsa da terörist kabul edilmez.
Suriye’de yaklaşık bir milyon insan yaşamını yitirmiştir. Binlerce insan kayıptır. Bu kişilerin çoğu rejim hapishanelerinde bulunmaktadır. Beş yüz bin kişi yaralanmıştır. 11 milyon Suriyeli Suriye içine ve Suriye dışına göç etmiştir. Tüm bunlar insani eylemler olarak kabul edilmektedir; çünkü özgür Suriyelileri katletmeyi amaçlamaktadır.
Dünya, geri kalanların refahını sağlamak ve bölgenin en güçlü devleti olmaya devam etmek isteyen İsrail’in arzusuna uygun davranabilmek için, on milyon Suriyeliden kurtulmakta mahzur görmeyecektir.
Bir adamın ormanda öldürülmesi affedilmeyecek bir suçtur. Zararsız bir halkın katledilmesi ise görüş farklılıklarının olduğu bir konudan ibarettir.
Suphi Dsoki
İşrak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni