Arap ülkelerinin Türkiye tarafından ülkesini terör koridorlarından koruma amacıyla başlattığı Barış Pınarı Harekatı karşısındaki tutumları birbirinden farklılık gösterdi. Arap Birliği ise olağanüstü bir toplantı yaparak “Türkiye’nin Suriye’ye saldırısını” kınadı.
Arap Birliği’nin toplantısında bazı Arap devletleri harekatı saldırganlık olarak nitelerken, bazıları ise birliğin aldığı kararlarda herhangi bir sebep göstermeksizin çekimser kaldı. Ancak bu noktadaki en önemli soru, Arap Birliği’nin Suriye rejimine karşı tavrının ne olduğu. Zira rejim 8 yıldan bu yana terör faaliyetlerinde bulunurken birlik, Suriye’nin üyeliğini askıya almakla yetinerek, Suriye rejimine karşı herhangi bir yaptırım uygulamadı ve Türkiye’ye yönelik yaptığı gibi Suriye rejimine herhangi bir isim takma yoluna gitmedi.
Diğer yandan akıllarda tartışmaya açık birçok soru bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden birisi, Arap Birliği’nin Filistin Eski Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın suikasta uğraması karşısındaki tutumunun ne olduğudur. Ayrıca Arafat’ın katilinin kim olduğunun farkında mıdırlar? Neden katili yakalayıp Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim etmemişlerdir? Neden bu katili canilik sıfatıyla suçlamamışlardır? Ebu Ammar’ın hikayesi 15 yıldan bu yana meçhul bir durumdadır ve dosyası unutulmaya mahkum edilmiştir.
Diğer bir soru da Arap Birliği’nin neden İsrail hapishanelerinde suikastla öldürülen Filistinli ve Arap esirler konusunu gündem etmediğidir. Birlik üyesi devletler, İsrail’in bölgede uyguladığı projenin birer maşası haline gelmiştir. Arap ülkeleri İsrail’in Gazze’ye yönelik 15 yıldan bu yana süregelen saldırganlığını sonlandıracak güce sahip değil midir? O halde neden parmaklarını oynatmamakta ve her şeyin bugüne dek devam etmesine izin vermektedirler?
Türkiye Araplara ne yapmıştır ki aleyhine olağanüstü toplantılar tertiplenmektedir? Araplar Yemen ve Libya’da savaşlar sürdürürken Mescid-i Aksa’da Müslümanların prestijini koruyan Türkiye değil midir? Araplar 19 yıldan bu yana birbirlerine karşı cinayet ve yıkımdan başka bir şey getirmiş midir?
Ne Yapmalı?
Arap ülkelerinin, Batı bu harekatı kabul etmediğini belirtirken, vatandaşlarını kaçıran silahlı çetelere karşı sınırlarını koruyan Türkiye’nin yanında yer almaları gerekirdi. Öyleyse Arapların ve Batılıların tutumu Türkiye’ye karşı ortak bir noktada birleşmektedir. Türkiye’nin yaptığı ise egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma yolunda yasal ve haklı bir harekattır. Bu sayede Türkiye Allah göstermesin bir terör yuvası haline gelmeyecek ve gizli yardımlar nedeniyle gücü ve kaynakları tükenmeyecektir.
Arap Birliği kınama ve tehdit yerine destekleyici bir tavır takınmalıdır. Ancak Arap devletlerinin kendi iradesi yoktur ve hatta ellerinden alınmıştır. Bu da İsrail’i ve bölgedeki türevlerini rahatlatmakta, daha da ötesi sınırlarını daha güvenli hale getirmektedir. Kaldı ki bu da Şam’daki katil Esed rejiminin İsrail’in sınırlarını koruma göreviyle aynı işlevi görmektedir.
Dr. Muaz Uleyvi
Filistinli Akademisyen