Anayasa Komisyonu


 

İki yıllık uzun bir emek sürecinin ardından, Suriye’nin yeni anayasasını yazacak komisyon doğdu. 30.10.2019 tarihinde Cenevre’de toplanıldı. BM Eski Temsilcisi Staffan de Mistura ve halihazırdaki temsilci Geir Pedersen tarafından yönetilen uzun müzakerelerin ardından, muhalefeti, rejimi ve sivil toplumu temsil edecek yüz elli kişiden oluşacak komisyonun kurulmasına karar verildi. Komisyonun açıklanmayan hedefi ise, katil Beşşar Esed’i ve rejimini rehabilite etmek. 

Birinci toplantının sonunda kırk beş kişiden oluşan küçük konsey kuruldu ve böylece anayasanın yazımı konusunda yapılacak tartışmaların devam etmesi sağlandı.

Onlarca konuşma yapıldı, komisyonun önüne koyulan kırmızı çizgilere (Devlet Başkanı’nın konumuna dokunulmaması ve bu konumun tartışmaya açılmaması, tutukluların serbest bırakılmasının istenmemesi, Hama ve İdlib kırsallarında sivillerin bombalanmasına son verilmesinin talep edilmemesi)dikkat edildi.

Toplantı Suriye devriminin yürüyüşünde ölümcül bir dönüm noktası oldu. Zira büyük devletler, çatışmanın seyrine ve tarafların kimler olacağına karar veren merciyi temsil etmekteydi.

Suriyelilerin devrim yapmaktaki amaçları yeni bir anayasa yazmak ya da mevcut anayasayı değiştirmek değildi. Bilakis baskı rejiminden ve iktidarın tekelinden demokrasi ve vatandaşlık devletine geçişi sağlamaktı.

Komisyon, en önemlisi Suriye meselesine dört ilkeye göre siyasi çözüm bulmayı öngören 2254 numaralı karar olmak üzere, uluslararası kararların tamamlayıcısı konumundaydı. Buna göre altı aylık bir süreçte BM’nin gözetiminde siyasi bir süreç desteklenecek, belirli bir grubun üstünlüğü üzerine kurulu olmayan, herkesi kapsayacak dürüst bir yönetim başa getirilecek, yeni anayasanın hazırlanması için bir zaman çizelgesi belirlenecek, özgür ve temiz bir şekilde seçimler yapılacak, sonrasında ise BM’nin denetimi altında yeni anayasa için 18 ay süreyle çalışılacaktı.

İsrail ve ABD’nin onayıyla Rusya, dünyayı oyalamak ve dikkat dağıtmak için Astana ve Soçi konferanslarını organize etti. Konferanslar sayesinde katil Esed rejimi, daha önce kurtarılmış olan ve ÖSO’nun elinde bulunan bölgelerin çoğunu tekrar ele geçirdi. Cenevre açık bir şekilde siyasi sürecin hedefinin BM’nin Suriye’ye ilişkin kararlarının ve özellikle de 2254 numaralı kararın uygulanması olduğunu belirtmişti. Öte yandan Rusya, Şam’daki katil Esed rejimini destekleyerek limanlardan, petrol rezervlerinden ve Suriye’nin çeşitli zenginliklerinden yararlanmaktaydı.

Komisyonun görevi, belirli bir zaman üst sınırı olmaksızın yeni anayasanın hazırlanması konusunda Suriyelilerle müzakerelerde bulunmak. Bu ise bir zaman kazanma oyunu ve vaktin boşa harcanması anlamına geliyor.

BM’nin Suriye Temsilcisi, Suriye’nin yeni anayasasını yazacak olanların yalnızca Suriyeliler olduğunu söylemişti. Kendileri Suriye dışından ücretli olarak bu görev için atanmışken, bu söylediği nasıl olacak? Yeni anayasa, işgalci devletlerin ve Suriye’de etkin olan güçlerin anayasasıdır, Suriyelilerin anayasası değil.

Cezayir, Mısır, Lübnan ve Irak’taki diğer devrimler Suriye devriminin hedef ve sloganlarından ilham alırken, komisyon bunların kökünü kurutmaya çalışıyor. Asıl acı verici olan ise Cenevre’de komisyonun yaptığı üç günlük toplantının maliyetinin 8 milyon dolar olması. Diğer tarafta ise yüz binlerce Suriyeli evlerini terk etmeye ve sert kış boyunca zeytin ağaçlarının altında yaşamaya mecbur bırakılmış. BM ise maddi yetersizlik nedeniyle yardım yapamayacağını söylüyor.

Son söz:

Anayasa komisyonun insanlığa karşı suç işlemiş olan iki isim bulunmaktadır. Bunlar Suriye’de güvenlik şubelerinde yetkili Mevid Nasır ve Süleyman Ebu Feyyaz’dır. Bu kişiler keyfi tutuklamalar, işkenceler ve zorla kaybetmeler yapmıştır. Aleyhine uluslararası yaptırımlar bulunduğu için yurtdışı yasağı olan Muhammed el-Katırcı da, Esed rejimine petrol satması için DAEŞ’le işbirliği yapmakla suçlanmaktadır.

 

 

Suphi Dsoki

İşrak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

 
 
Whatsapp