Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Tunus’a sürpriz bir ziyaret yaptı. Bu ziyaret; Türkiye-Libya arasında yapılan ve Akdeniz haritasını değiştiren anlaşmadan sonra ikinci en kritik adım.
Doğu’da Mısır’ın saldırılarına maruz kalan Libya için, Batı’sındaki Tunus’un tutumu oldukça kritik. Yine Cezayir, Nijer, Çad gibi ülkelerin tutumu, Libya’nın bütünlüğü için oldukça belirleyici.
Cumhurbaşkanı bu ziyaretle; Libya’nın Türkiye için ne anlama geldiğini, ne kadar önemli olduğunu, Türkiye’nin Libya için neler yapabileceğini en üst düzeyde dünyaya ilan etmiş oldu.
HAVA, KARA VE DENİZDE: TÜRKİYE BÜTÜN GÜCÜYLE LİBYA’DA OLACAK..
Erdoğan; Türkiye’nin Akdeniz’de de, Libya’da da geri adım atmayacağını, başladığı işi devam ettireceğini, Libya’da bütün gücüyle var olacağını yine en üst düzeyde gösterdi.
Asker göndermek, kara ve hava birimleri sevk etmek, donanmayı Libya açıklarına nakletmek dâhil, Türkiye Libya’yı Akdeniz’deki büyük güç hesaplaşmasının en önemli kalelerinden biri görüyor. Bütün hazırlıklarını da buna göre yapıyor.
Hafter adında bir terör baronu üzerinden Libya’nın bölünmesine, paylaşılmasına karşı çıkıyor. Ağırlıklı olarak Fransa’nın, ABD ve İsrail adına hareket eden Suudi yönetimi, BAE ve Mısır’ın bu ülkeyi işgal etmesine açık biçimde karşı çıkıyor.
Ülkenin bir terör üssüne dönüştürülmesine, (ki terör örgütleri artık BAE üzerinden yönetiliyor) Akdeniz’e, Orta ve Kuzey Afrika’ya müdahale üssü olmasına karşı çıkıyor.
LİBYA’DA YOKSAK AKDENİZ’DE OLAMAYIZ. BU İÇ SAVAŞ DEĞİL, BİR ÇOKULUSLU AKDENİZ SAVAŞI..
Libya’da olamazsak Akdeniz’de olamayacağımızı, Akdeniz’de olamazsak Anadolu kıyılarını savunamayacağımızı biliyoruz. Doğu Akdeniz enerji kaynakları üzerinden yürütülen bir Akdeniz haritası uygulanıyor ve Türkiye kendi haritasını ortaya koyuyor.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile düzenlediği basın toplantısında, Libya’da bir an önce ateşkes ilan edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, bu ateşkesin ne kadar zor hatta imkânsız olduğunu biliyor.
Çünkü Libya’daki savaş, merkezi hükümet ile Hafter terör örgütü arasında değil sadece. Libya içi bir savaş gibi görünüyor ama aslında çokuluslu bir savaş bu.
İki taraf anlaşsa bile çatışmaların durması mümkün değil. Bu bir Akdeniz, Avrupa, Kuzey Afrika meselesi ve hemen her ülke burada var.
ERDOĞAN: DAVETE İCABET EDECEĞİZ..
Hafter gibi bir terör baronunun arkasına gizlenen ülkelerin hemen tamamı Türkiye ile de hesap görüyor, bizi Akdeniz’de köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Öyleyse Libya bizim de büyük savunma hatlarımızdan biridir.
Bu yüzden de Erdoğan; “ateşkes” cümlelerinin hemen arkasından “Türkiye herhangi bir davet olursa, davete icabet eder. Adımlarımızı buna göre atarız. Davete icabet ederiz” dedi.
Yani asker göndereceğiz. Meclis’teki tezkere, Libya ile güvenlik anlaşması, olayların seyri bunu kaçınılmaz gösteriyor.
ERDOĞAN TUNUS’TAN NE İSTEDİ? HAVA SAHASI MI, HAVA ÜSSÜ MÜ?
Peki, Cumhurbaşkanı Tunus’u neden ziyaret etmiş olabilir? Elbette Libya konusunda beraber hareket zemini aranmıştır. Tunus’un BAE ve Mısır’la birlikte hareket etmemesi, Hafter’e destek vermemesi bile büyük başarı olur.
Bazı kaynaklar Türkiye’nin Tunus’tan hava sahasının kullanımını istediğini, bazıları da hava üssü ve liman kullanımı istediğini söylüyor. Benzer kaynaklar, Cumhurbaşkanı’nın Tunus’ta Libyalı aşiret liderleriyle görüşmesine de dikkat çekiyor.
Tabi bunlar sadece iddia. Aynı çevreler, Türkiye’nin yakın bir zamanda Libya’ya çok büyük hava operasyonlarına başlayacağını bile iddia ediyor. Bilemiyoruz, bekleyip göreceğiz.
ARAP BAHARI TUNUS’TA BAŞLADI. LİBYA’DAN TUNUS’U VURACAKLAR!
Erdoğan’ın ziyareti, Mısır cunta lideri Sisi ve BAE’nin (Birleşik Arap Emirlikleri) Trablus ve Misrata’yı vurmakla tehdit ettiği, hava ve kara birliklerini Libya’ya taşıdığı, Sudan’dan çeteleri Libya’ya naklettiği, BM tarafından tanınan resmi hükümeti yıkmak için son darbeye hazırlandığı bir dönemde gerçekleşti.
Libya’yı ele geçirmemeleri halinde bu çevrelerin durmayacağını, Arap Baharı’nın doğum yeri Tunus’u da karıştıracaklarını şimdiden söylemek mümkün. Arap Baharı Tunus’ta başladı, Libya’da bitti. Körfez ülkelerine ve Suudi Arabistan’a ulaşamadan durduruldu.
LİBYA’DAN SONRA TUNUS: ARAP BAHARI’NIN İNTİKAMINI ALACAKLAR..
Tunus devrimden sonra sağlam bir demokrasi kurmayı başardı. İç savaştan sonra Libya da bunu başarmak üzereyken hemen Hafter ve terör ordusu sahaya sürüldü. Libya’ya izin verilmedi. Mısır’daki cunta modellemesi şimdi Libya’ya taşınıyor. Başarırlarsa ne olacak, biliyor musunuz?
Arap Baharı’nın intikamını Tunus’tan alacaklar. Ülkeyi Habip Burgiba dönemine döndürmek için Libya’dan beter yapacaklar. Bunu da S. Arabistan, BAE ve Mısır gibi otoriter rejimler üzerinden yapacaklar.
ONLARI TÜRKİYE DÜŞMANI YAPAN İŞTE BU KORKUDUR..
Tunus, Türkiye’ye destek verir de Libya’daki dalga durdurulursa Tunus da kurtulabilir. Diktatörlük dalgasına, otoriter rejimler dalgasına karşı Türkiye ve Tunus çok şey yapabilir.
Onları Türkiye düşmanı yapan işte bu korkudur. Patronlarının korkusu da budur. Türkiye’nin öncülük ettiği yeni ve yerli siyasi dilin bütün coğrafyanın güç haritasını altüst edeceğini çok iyi biliyorlar.
İbrahim KARAGÜL