Süleymani suikastından sonra ABD-İran geriliminin nereye gideceği merak konusu. Tahran ilk iş olarak nükleer anlaşmadaki tüm taahhütleri askıya aldığını açıkladı. "Askeri karşılığın" ise nerede, ne ölçekte ve ne zaman olacağı tartışılıyor. Irak'ta mı, Ortadoğu'da mı ya da dünyanın başka bir yerindeki ABD varlığında mı? Siber saldırı mı, vekiller üzerinden operasyon mu? Dünya başkentleri bunu tartışırken, Başkan Trump caydırıcılık oyununda eli yükseltiyor. Tahran'dan gelen intikam yeminlerine, yeni tehditlerle cevap verdi. ABD varlıklarına saldırması durumunda İran'daki kültürel miras dahil 52 hedefi vuracağını söyledi ve ekledi: "ABD hızlı ve bütünüyle karşılık verecektir, hatta belki orantısız bir ölçüde karşılık verecektir." Yeni tehditler Trump'ın gerekli görürse İran'a karşı daha fazla askeri operasyon yapmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Ancak Demokratlar "İran ile savaş istemiyoruz" yaklaşımında. Trump'ın İran ile savaş kararı veremeyeceğini, Kongre'nin yetkisini aşmamasını sert şekilde ifade ediyorlar. Ancak Süleymani suikastından anlaşılan Trump, isterse İran'la fiilen savaşı başlatabilir. ABD kamuoyunu da İran'daki kritik yerleri havadan vuracak seçme askeri operasyonlara kolaylıkla hazırlayabilir. Savaş ilanı yapılmaksızın da bir tür savaş hali yaşanabilir. Ve Trump, Kongre'ye rağmen bu yola girebilir.
Oyun değişti de yenisi ne?
ABD ve İran geriliminde oyunun değiştiğinde her iki taraf da hemfikir. Bunu önce Savunma Bakanı Esper ifade etti. Trump'ın caydırıcılık yaklaşımı ve 52 hedefi vurma tehdidi de bunu gösteriyor. Bir paralı asker için Süleymani'yi öldürdüğüne göre çok sayıda Amerikan askerinin öldürülmesini "trilyonlarca dolar harcanan yeni silahları" İran şehirleri ve halkı üzerinde dememek için yeterli bulabilir. Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah da ABD askerlerinin tabutlarından bahsederek "yeni bir dönemin başladığını" açıkladı. İran, hep bölgede kaostan beslenen bir aktör oldu. Düzen ihtiyacı bastırdığında Irak ve Lübnan'daki nüfuzu protestolarla karşılaştı. Şimdi Trump'ın kaotik yaklaşımı İran'a bir şans daha veriyor. O halde asıl kritik sorular şunlar: İran siyasi aklı bu 52 hedefin vurulmasını göze alacak şekilde Trump'ınkırmızı çizgisini aşar mı? Yeni oyun ne olacak? Kısa vadede kontrollü bir savaş mı, yoksa uzun vadede yıpratma savaşı mı? Bunu daha çok Tahran'ın cevabı belirleyecek.
Tahran'ın tercihi
Tahran, ekim ayından itibaren başlayan misilleme sürecini daha ileriye taşımak yerine zamana yaymayı ve uygun zamanı beklemeyi tercih edebilir. Süleymani suikastına cevap vermediği durumda hem vekilleri hem de bölgesel hasımları nezdinde küçük düşeceğinin farkında. Önce "Süleymani'nin şehadeti" miti üzerinden içeriyi konsolide etmeye çalışacaktır. Sonra ABD'yi Irak'tan çıkmaya zorlayacak bir strateji yürütecektir. Irak Meclisi, ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması yönünde karar aldı bile. Trump "yaptırım uygularız, üssün parasını vermezlerse ayrılmayız" havasında. Ancak Trump'ın yeni İran yaklaşımı sürdürülebilir mi? 40 yıldır direniş hattını sürdüren İran, orta ve uzun vadede ABD'nin Irak'tan çekilmesini sağlayacak yeni bir oyun kurabilir. Washington bölgeye şimdiden yeni 3 bin 500 asker gönderdi. ABD, İran'ı sınırlandırmak için Ortadoğu'ya daha fazla angaje olmaya hazır mı? Bu Trump'ın da Demokratların da bölge vizyonuna aykırı. Süleymani'nin Suudi Arabistan ile İran arasındaki arabuluculuk faaliyetleri sırasında Irak'ta öldürüldüğü düşünülürse ABD, Körfez'deki müttefiklerinin yeni caydırıcılık politikasını benimsemesini sağlamakta zorlanabilir. İsrail'in gönüllü yaklaşımı da yeterli olmaz. Trump'ın ani bir kararla Irak'tan çekilmesi durumunda İran ile bölgede baş başa kalacak Körfez ülkeleri ciddi sıkıntı içinde. Gerilimin yükselmesinin zararının en çok kendilerine geleceğini biliyorlar. Ve ABD'ye uzun vadeli güvenemeyeceklerinin de farkındalar. Şurası net.
Washington daha önce, son bir yılda olduğu kadar İran'ı baskılamamıştı. Trump, Bush ve Obama dönemi İran politikasını değiştirdi. Son günlerde de beklenmedik ölçüde sert bir caydırıcılığı benimsedi. Yani oyun değişti. Ancak yeni oyunun sürdürülebilirliği ve kalıcı sonuç alıp alamayacağı belli değil.
Burhanettin DURAN