Suriyelilerin Ölümü


 

 

Yirmi birinci yüzyılda dünya, medeni ve demokrat olduğunu ispatlamış, BM’nin onayının çıkmasının ardından Suriyelilere istedikleri şekilde ölmeyi seçme hakkı tanınmıştır. Batı demokrasisi, İsrail’in Ortadoğu’ya hakim güçlü bir devlet olarak kalması için katledilmesi, yakılması ve şehirlerinin yerle bir edilmesi ile Suriye halkının katliama tabi tutulmasına izin vermiştir.

Bu demokrasinin özelliği, katilden yana olması ve gerekli para ve silah yardımında bulunarak katliam savaşını devam ettirip, başarıyla tamamlamasını sağlamasıdır.

Tarih Suriye halkının başına geldiği gibi, özgürlük ve onur hayalinin yok edilmesi ve kanlı diktatör rejiminden kurtulmasının önlenmesi için dünyanın bir araya gelmesine daha önce tanıklık etmemiştir.

Yaşamın mantığı, dünyanın sıfatı ve konumu ne olursa olsun bir rejimin halkını katletmeye devam etmesini kınayacağını ve bu katliamı önleyeceğini söyler. Ancak Suriye, modern çağda bu durumdan bir istisna olmaktadır.

Dünya Suriye’deki yangın karşısında boş durmamış, aksine bu yangına sessizliği ve katil rejimi desteklemesiyle ortak olmuştur. Hatta bu rejimin Suriye halkını katletmesini diplomatik olarak hasıraltı etmiş, BM’nin kınamasını engellemiş ve Suriye halkını katliamdan koruyacak bir BM kararı alınmamasında hemfikir olmuştur.

ABD ise İsrail’in iradesinin katil Suriye rejimini koruma isteğinin uygulayıcısı olarak, tekrar tekrar BM Güvenlik Konseyi’nde veto haklarını kullanmaları konusunda Rusya ve Çin’le anlaşmıştır. İsrail için bu, bekçiliğini yapan, suni sınırlarını koruyan ve buraya saldırıları önleyen rejim için bir sadakat göstergesidir.

Suriyelileri korumak için kurulacak olan güvenli bölgeye karşı çıkan ve sivillerin korunması için nitelikli silahların gönderilmesini engelleyen de Amerika’dır.

Rusya’ya Suriye’ye girme ve burada yayılma talimatı veren de ABD’dir. Yine Suriye halkı ve şehirleri üzerinde, performanslarını görmek ve satıp satamayacağını ölçmek amacıyla dört yüzden fazla yeni silah deneyen Rusya’yı tebrik etmiştir.

İran’ın ve mezhepçi milislerinin Suriye’nin çeşitli şehir ve köylerini ele geçirerek nefret dolu mezhepçi sloganlarla sivilleri katletmesine izin veren de Amerika’dır.

Üzücü olan ise, Suriye halkına yönelik yapılan soykırım savaşının masraflarını ödeyerek Suriyelilerin akan kanının faturasının ödeyenin de Arap devletleri olmasıdır.

Bir demokrasi olan Amerika, Suriye halkına katledilmeleri konusunda seçenekler sunmuştur. Suriye halkı bıçaklarla, mermilerle, havan toplarıyla, füzelerle ya da top atışlarının alevleriyle öldürülme konusunda muhayyer bırakılmıştır. Yine Suriye halkı, Rus uçaklarının füze ve roketleri, katil Esed rejiminin kullanmakta mahir olduğu yıkıcı alev varilleri, hatta ve hatta kimyasal silahlarla ölme konusunda tercih hakkına sahiptir. Dünya ise Esed rejimini savunmaktan vazgeçmemekte ve kimyasal silah kullandığını söyleyenleri yargılama iması yapmaktadır. Aynı şekilde Suriyeliler, abluka altına alınarak ve yoksullaştırılarak açlıktan ölme, yine kendisi ve ailesi için bir kurtuluş bulma yolculuğunda canını verme tercihlerine sahiptir.

Arap ve İslam devletleri, sessiz kalarak Suriye halkına istediği ölümü seçme hakkını vermede en büyük rolü oynamıştır. Sınırların Suriyelilerin yüzüne kapatmış, yağmur sularıyla, donlarla, soğukla kasıp kavrulan mülteci kamplarında yaşayanlara seyirci kalmışlardır.

Suriye halkı devrimine devam etmekte ve dünyaya, zorbalara rağmen muzaffer olmaktadır. Suriye halkı geri kalanlarla devrimini tamamlayacak, yıkılan şehirlerini yeniden inşa edecek ve katil Esed’i destekleyenleri asla unutmayacaktır. Aynı şekilde zor zamanında kendisini destekleyen ve sınırlarını açan, halkı Suriyelileri kardeşleri gibi karşılayan devletleri de asla unutmayacak ve daima vefa duyacaktır.

Suphi Dusoki

İşrak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

Whatsapp