Hayal Kurmaya Cesaret Ettik ve Onur duymaktan pişman olmayacağız
Sama için adlı belgesel filimi 2019 yılında Vaad El-Hatip ve İngiliz Edward Watts tarafından İngiltere'de çekimi tamamlandı. Bu belgesel, Suriye trajedisini işliyor ve Esad rejiminin insan hak ihlallerini ortaya çıkaran önemli bir belgeseldir.
2020 yılında en İyi belgesel (oskar) ödülünü almak için (92) aday olarak gösterildi.
Filmin galası 11 Mart 2019'da Güneybatı Festivalinde yapıldı.
Filim, Belgesel filim yarışmasında jüri büyük ödülünü kazandı. İngiliz Filim ve Televizyon Sanatları Akademisi, filmin dört kategoride (en iyi bağımsız film, en iyi belgesel, en iyi yönetmen ve en iyi editör) dallarında aday gösterilmesini duyurdu. Böylece (BAFTA) ödüllerinde aday gösterilmiş oldu.
Ayrıca film, 2019 yılında 72. oturumda Fransa'da Uluslararası Film festivalinde en İyi Belgesel ödülünü kazandı. Aralık 2019'da İngiliz bağımsız film ödülünü kazanmakla birlikte aynı zamanda birçok ödül de kazandı.
Yönetmen Vaad El-Hatib, savaşın yıktığı Halep şehrinde 300 saatten fazla görüntü çekimi ve çektiği bu görselleri bir belgesel filmine dönüştürdü. 95 dakikalık olarak Suriye'de gerçekleşen film, sevgi ve annelik için savaşan genç bir kadının hayatını anlatıyor. Devamında bir gazeteci, doktor ve Suriye'nin Halep şehrinde yaşayan genç kızlarının bombardıman altında yaşamını tasvir eden karelerle içermektedir. Bununla birlikte, Halep'te yaşayan ailenin bombardıman kurbanları, ölen çocuklar, acil ameliyatlar gerektiren hallere da dahil olmak üzere ailenin Halep kuşatması altında kalma ihtimalini de anlatıyor.
Vaad şöyle demektedir: " izleyicilerimi realiteye, savaşın karelerinde anı yaşatmak için hassas bir denge oluşturmaya çalıştım. Çok önemli bir noktayı vurgulamaya çalıştım ki, bu insanlar, ne sadece rakam ne de sadece bir fotoğraf karesi dırlar. Her insanın bir hikâyesi, annesi babası, bir geçmişi, hatıraları olduğunu ve yaşamak istedikleri bir geleceklerinin olduğuna dikkat çekerken, Suriye'deki sivilleri korumaya yönelik Sezar Yasası gibi yasal hamlelerin ışığında daha iyi bir şeylerin değişmesini umut ediyorum.”
Halep'te rejim ve Rus hava kuvvetlerinin şok edici saldırı görüntüleri ;çocuk ve kadınların gözyaşları ve çığlıkları arasında Halep şehri yıkılıp insanları öldürürken, ölüm ve yıkım karelerine neden olduğuna şahit oldum. Eşi Hamza, Film Festivalindeki kırmızı halı üzerinde etkileyici sözlerle eşinin dikkatini çekti ve pankart taşıyarak şunları söyledi:"Hastaneleri bombalamayı durdurun!"
Suriye'de halk ayaklanmasından sonra en korkunç manzaralar Halep üniversitende gerçekleşti. Rejim, sivillere karşı şiddetli müdahale etti ve kapsamlı tutuklamalar başlattı. Rejimin hapishanelerine girenler kayıp ediliyor ve onlardan haber alınamıyor. Hapishaneden çıkan ise yeniden doğmuş gibi oluyordu. Film, tutukluyken ölenlerin sokaktaki cesetlerini ekrana taşıdı. Vaad, Rejim ve Rus hava kuvvetlerinin Halep üzerine bıraktığı bombalarının şok edici görüntülerini filim üzerinden dünyaya duyurdu. Halep sakinlerinin günlük yaşantısından izleyicilerine, acılarını ve ıstıraplarını göstermek için hüzünlü bir tonda anlatım dilini kullandı.
Bu koşullar altında mutluluk anlarını yok denecek kadar az olduğu açıktır. Ancak Vaad, isteyerek çalışmalarına sevinç sahnelerini dahil etmiştir. Filmin bombalama, kan ve yıkım görüntülerinden uzaklaşmak için Dr. Hamza'nın düğünü, özel hayatından görüntülerle kocası ve kızıyla paylaştığı samimi anların karelerini paylaştı. Filme sevinç sahnelerini katmaya devam etti, ailesine yakın bir ailenin evinden mutluluk karelerine dikkat çekti. Halep'in ev hanımlarının büyük cesarete sahip olduğu ve Halep'te kalmaya karar veren birkaç aileden biri olduğunu belirtti. Ebeveynleri iki çocukla şaka yapıp oyun oynuyordu. Savaşın yıkıcı gücüne rağmen ailelerin yüzünde gülümsemenin varlığı gözlerden kaçmıyordu.
Savaş-yıkım nedeniyle birçok arkadaşını kaybetmesine rağmen, çocuğun birisi üzüntü ve gözyaşları içinde kameralardan yüz çevirerek şunu söylüyordu: "Halep'ten ayrılmak istemiyorum". Filmin yönetmeni çocuğa veda eden ve güvenli alanlara kaçmayı tercih edenlere bakış açısını sorduğunda, çocukça bir ses tonuyla: "Beni yalnız bıraksalar bile yine de hepsini affettim.
Rejim güçleri, mahallelerine doğru ilerlemeye başlamasıyla birlikte, çocuğun ailesi Halep şehrini terk etmek zorunda kaldı. Aile için, bu durumdan çıkmanın tek seçeneği, zorunlu göç etmek idi. Vacid ve ailesinin Şam ve Birleşmiş Milletler arasındaki anlaşma çerçevesinde güvenli bir alana gitmek için evine veda etmek dışında bir seçeneği kalmamıştı. Aileye kalan sadece: Hayal ettikleri devrimin anıları oldu. Halep'ten gelen yıkım ve kanlı savaşın fotoğrafları oldu.
Halep ve diğer Suriye bölgelerinde işlenen suçları, Gökyüzü Aşkına" belgesel filmi mahkeme önünde önemli bir belgedir. Vaad, bu suçları belgeleyeceğini ve dünyaya Halep gibi güzel bir şehrin nasıl ölüm, yıkım ve hayalet şehrine dönüştürüldüğünü göstermektedir.
Vaad: Amacımız Suriye'de yaşanan dramları, hükümetlere ve karar vericilere iletip bilgilendirmektir. Umarım bu noktada hükümetler ve karar vericiler net bir ve pozisyon alırlar. Çünkü biz uzaylılardan değil, onlar gibi insanlardan bahsediyoruz.
Son olarak: Oscar ödülünde başaralı yönetmen, Biz Hayal Kurmaya Cesaret Ettik, Ödün Vermeyeceğiz ” yazılı elbisesiyle sahneden indi.