Uluslararası itirazları ve çağrıları takip eden her kes en üst düzey şahsiyetlerin, büyük uluslararası siyasi organların ve dünya kamu vicdanının aniden uyandığını görecektir. Dünya kamu vicdanı, Esad’ın egemenliğindeki cezaevlerinde tutuklu bulunan savunmasız insanlar için uyanmıştır. Tutukluların serbest bırakılması için dokuz yıldan beridir çağrıda bulunulmaktadır. Dünya Esad rejimini destekleyerek bu çağrıya kulak vermedi. Böylece Suriye’de şehirlerini yıkılmasına, bir milyondan fazla kişinin şehit olmasına ve sekiz milyondan fazla kişinin evlerini terk etmesine sebep oldular. Üzerinde mutabık kaldıkları şekliyle Suriye demografik yapısının değiştirilmesine ve yerine İran milislerinin yerleştirilmesine zemin hazırladılar. Bu asla bir vicdani tutum değildir. Aksine İsrail devletinin güvenliğini sağlamak ve Suriye halk devriminin kazanmasını önlemek için İsrail’in iradesiyle Suriye halkını öldürmektir.
Dünya çapında Koronavirüsten enfekte olan kişilerin sayısı bir milyondan fazla olmuştur. Doktorlar ve bilim adamları virüsle baş edememektedir. Ancak Suriye'de rejim hala koronavirüsü kaynaklı vaka olmadığını söylemektedir. Esad rejiminin kontrol ettiği cezaevlerinin kötü şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda olası bir facia katlanarak yaşanacaktır.
Esad rejimi, kimyasal silah dâhil olmak üzere mevcut tüm silahlarla Suriye halkına karşı saldırı düzenleyip katliamlar yaparak halka çok acı çektirmiştir. Gerçek şu ki koronavirüs, Esad virüsünden çok daha merhametlidir. Ayrıca Suriye'de korona salgını yok açıklamaları halkı tedirgin etmektedir.
Ancak daha endişe verici olan tutuklu yakınlarının salgının hapishanelere ulaşacağı konusunda insan hakları örgütlerini uyarmasıdır. Dahası binlerce tutuklu ve mahkûmun sonun ne olacağıdır! Zira cezaevleri kalabalık ve tutukluların sayısı on binleri bulmaktadır.Korona salgınına karşı tedbirlerin alınmaması mahkûmların hayatını tehdit etmektedir.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Suriye Soruşturma Komisyonu Suriye'de ilk Koronavirüs vakasını tespit edilmesiyle birlikte, tüm taraflara ateşkes yapılması için çağrıda bulundu. Bütün taraflar Genel Sekreterin çağrısını dinlemeye ve ülke çapında ölümcül Koronavirüse karşı mücadele yapılması gerektiğini açıkladı.
Uluslararası Af Örgütü, siyasi aktivistler ve insan hakları savunucuları Suriye'de tüm düşünce mahkûmların derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep etti. Esad rejiminin Korona virüsle mücadele kapsamında virüsün hapishaneler, gözaltı merkezleri ve askeri hastanelere yayılmasını önlemek için Birleşmiş Milletler kurumları ve insani yardım kuruluşları ile işbirliği yapması çağrısında bulundu. BM, Esad’a bağlı cezaevlerinde on binlerce kişinin haksız yere ve keyfi olarak tutuklu bulunmalarının yanı sıra kendisinden haber alınamayan tutukluların da bulunduğunu doğrulamıştır. Mevcut şartlar çerçevesinde tutukluların hayatlarının risk altında olduğunu duyurmuştur.
Suriye tutuklular ve Mahkûmlar Komitesi (SCD) Suriyeli tutukluları Korona virüsten korumak için faaliyetlerine başlamıştır. Komite, Suriye rejimine bağlı cezaevlerinde tutuklu sayısının yüz binlerce olduğuna dikkat çekse de, rejim Suriye'de Korona virüsten kaynaklanan herhangi bir vakanın varlığını reddetmektedir. Uluslararası örgütler ve Uluslararası Kızılhaç, rejime bağlı hapishanelere, askeri gözaltı merkezlerine ve güvenlik şubelerine girmek için uluslararası baskı uygulamaktadır. Ayrıca gözaltında tutulanların sağlığını kontrol etmek ve bu hastalığın tedavisi için ilaç ve malzeme sağlayabilmek için çağrıda bulunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü istatiklerine göre Suriye'de hastanelerin sadece% 64'ü, sağlık merkezlerinin% 52'si faaliyet göstermemektedir. Sağlık çalışanlarının% 70’i savaştan dolayı ülkeden kaçmıştır. Suriye’de olayların başlamasıyla birlikte çoğu sağlık personeli rejim kuvvetleri tarafından tutuklanmış ve birçoğundan haber alınmamıştır. Rejim, doktorlar ve hemşire gibi sağlık çalışanlarını hedef aldığı gibi ve tıbbi tesisleri de imha etmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri A. Guterres ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği M. Bachelet, gıda ve gerekli tıbbi malzemelerin hapishanelere girmesi ve gerekli tıbbi desteği sağlanması için Suriye genelinde derhal ateşkes yapılması çağrısında bulunmuştur.
Suriye Genel Sekreteri Özel Temsilcisi G. Pederson 30 Mart'taki toplantısında BM Güvenlik Konseyi'ne brifing verdi. Brifinginde Suriye halkının acılarına ve Koronavirüse yakalanma riskine üzerinde durdu. Uluslararası toplumun virüse karşı kapsamlı bir çaba göstermesini sağlamak için tüm Suriye topraklarında genel ve acil ateşkes talep etti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Suriye'deki Koronavirüs vakalarının sayısının patlamasından da endişe ettiklerini söyledi. Bulaşıcı Hastalıklar Tehlikeyi Önleme Ekibi Başkanı Abd El-Nusair Ebu Bekir, Suriye'de bildirilmeyen birçok vakanın olduğundan endişe ettiğini söyledi.
Suriye İnsan Hakları örgütü, Mart 2011'den bu yana Suriye'de en az 98 bin kişi kayıp olduğunu ve bunlardan haber alınmadığını açıkladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü de yaptığı açıklamada, Esad rejimi hapishanelerinde tutuklular arasında Korona virüsün yayılmasının etkisine karşı uyardı. Örgüt uyarısına devam ederek rejim tarafından tutuklananların yeterli gıda, sağlık, havalandırma gibi gerekli temel ihtiyaçlardan yoksun bırakıldığını ve virüsün onlara ulaşması durumunda bir felaketin yaşanacağını söyledi. Örgüt, Suriye rejimi tarafından virüsü önlemek için atılan adımların en savunmasız insanlara, özellikle de tutuklananlara ulaşmadığını düşündüğünü belirti.
İnsan Hakları Örgütü, tutuklular için uluslararası bir konferans düzenlemeyi talep etti. Ayrıca ilgili dosyanın Cenevre'ye gönderileceğini, uluslararası kararların uygulanması ve Suriyeli tutukluların serbest bırakılmasının talep edileceğini belirtmiştir. Kaçırılan kişilerin ortaya çıkarılması için çalışma yürütülmesi, Sezar kanunun düzenlenmesi için prosedürlerin hızlandırılması ve tutukluların Koronavirüs enfeksiyonu açısından durumunu değerlendirmek için uluslararasının bir soruşturma başlatılması gerektiğini söylemiştir.
Zira tutuklular Koronavirüs risklerine karşı savunmasızdır. Dünya ülkeleri "Koronavirüs" salgını ile mücadele etmek için uğraşırken, virüsün yankıları Suriye'de tutuklular açısından kritik eşiğe dayanmıştır.Nitekim Suriye’de rejime bağlı hapishanelerde on binlerce kişi mahkûmdur.Durumları çok kötü ve kritiktir. Dahası işkence altında veya infaz edilerek binlerce kişiyi öldürülmektedir. Cezaevlerinde çoğunun sağlık ve yaşam hakları ihlal edilmektedir. Mahkûmlar günlük işkenceye maruz bırakılarak maruz bırakıldıkları korkunç koşullar nedeniyle ölmektedirler.
Ayrıca Rakka Devrimciler Tugayı Siyasi Bürosu, Rakka hapishanelerinde askeri ve sivil tutukluların serbest bırakması için Kürt Yetkili birimlerine / SDG’ye çağrıda bulunmuştur.
Şam Kurtuluşu Cephesi Devrimcileri de binlerce tutuklunun serbest bırakılması çağrısında bulunmuştur.