Dramatik ve çarpıcı bir Ramazan fotoğrafında Suriyeliler, mücrim rejiminin Suriye'yi uğrattığı büyük harabenin kalıntıları arasında mübarek Ramazan ziyaretlerini yapmakta ısrar etmektedirler. Tüm Suriye yüzeyini saran büyük yıkıma ve harap bir altyapıyı geride bırakan barbarlığa rağmen, yani 5 Mart'taki son Türk-Rus anlaşmasından önce, özellikle son zamanlarda İdlib kırsalında, Kuzey Suriye'deki Eriha halkı rejime ve piyonlarına meydan okumuştur. Nitekim yıkım ve harabeler arasında Ramazan sofraları kurmaya başlamışlardır. Böylece ulusal bir Suriye fotoğrafıyla Suriye rejimine, onu destekleyen İran ve Rusya’ya ve ayrıca bugün Korona salgını ile meşgul olan uygar dünyaya mesaj vermek istemişlerdir. Suça boğulmuş, aklını kaybetmiş bir şekilde varil bombalarını ülkenin ve halkın başına yağdıran, tüm Suriye büyük bir harabe yığınına dönüşene kadar altyapıyı bombalayarak yakıp yıkan, halkı öldürerek yok eden Suriye rejimine müdahale etmemek için Suriye halkını Korona salgınından önce bile terk edenlere bir bildirimde bulunmak istemiştir. Uluslararası İnsan Haklarının yok sayıldığı, yerine bazı Avrupa parlamentolarının Suriyeli sığınmacıları engelleme girişimlerini onaylayan insanlık dışı ve değerlerden yoksun yasalar çıkardığı bir zamanda, hala bir vicdan ve bir insanlık kıvılcımı taşıyan herkesin bir şeyler yapması gerekmektedir. Bun yapılması gereken şeylerden biri de Suriyeli mültecilerin ülkeye girişini engelleyerek boğulmalarına neden olan ve onların Esad, İran ve Rusya’nın ölüm makinalarından kurtulmalarına engel olan Yunanistan’ın siyasi duruşunun bertaraf edilmesidir.
Gözleri kamaştıran o olağanüstü görüntü ki; Suriyeli aileler evlerinin molozları üzerinde ve yıkıntıları arasında oruçlarını açarken içimiz yanarak onları izlemekteyiz. Nitekim bu harabeler Esad’ın dünyanın gözü önünde yapıp ettiklerinin eseridirler. Bu manzara, Suriyelilerin özgürlükleri ve haysiyetleri için ayaklandıklarını sürekli bir şekilde teyit etmektedir. Aynı şekilde hak ve hukuktan türetilen, kimseyi dışlamayan anayasal kapsamı ile özgürlük ve haysiyeti koruyan ulusal devletinin kurulmasına doğru ilerlemeye kararlı olduklarını göstermektedir. Suriye ulusal kimliğine dayanan kapsamlı ve kapsayıcı bir Suriye sosyal sözleşmesi bağlamında, gelecekteki bir Suriye'nin inşası için önemli bir varlık olması şaşırtıcı değildir. Bu devlet; Esad'ın gücüne dayanmaksızın, küresel terörizmden ve uluslararası bağlamda egemenlik kavramını kaybedildiği Beşar Esad'ın hem Rusya Federasyonu hem de İran mollaları ile bağlantılı olduğu dış hegemonyadan uzak bir şekilde kurulacak olan devlettir. Esad rejiminin Suriye yüzeyinde son zamanlarda ortaya çıkan, yapısal parçalanmanın belirtileri ise, Rami Mahluf'un Facebook mesajlarından sonra yağma ve yolsuzluğun ortaya çıkmasıyla kendini göstermeye başlamıştır. Zira Rami Mahluf yozlaşmış gücün önemli bir parçasıydı ve hala da öyledir. Geleceğe dair göstergeler Esad otoritesinin yapısındaki parçalanmanın kaderlerini önceden haber vermektedir. Sistematik yolsuzluk sisteminin bileşenleri parçalanma aşamasına ulaşmış gibi görünmektedir. Nitekim parçalanma artık gizlenemez ve karşı konulamaz bir boyuta varmıştır.
Fakat Suriye halkı hala Allah’a ve Suriye adlı vatanına olan inancına dayanarak rejime meydan okumaktadır. Hala Esad ve Mahluf ailesinden, baskıcı, barbar ve servet hırsızının Suriye'yi getirdiği her türlü yolsuzluk ve yozlaşmadan uzak, ülkenin servetini çalan bu talandan kurtulmuş olarak devrimle kurduğu özgür ülkeye ulaşmaya kararlı görünmektedir. Suriye'deki halk iradesi ve ısrarı, hala gelişmelerin başı durumundadır. Bu irade ve ısrar Ramazan 2020'de hala dipdiri ayakta olduğunu teyit etmiştir. Halk, bütün yıkım ve öldürmelere rağmen Esad’ın, ortağı Mahluf ailesi ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin mali yolsuzluğuna dur deyecek özgür ve asil bir vatan inşa etmek istemektedir. Suriye halkı, bir milyondan fazla sayıdaki Suriye şehitleri ve sayıları 400 binden fazla olan tutuklu ve kayıp uğruna devrim sürecinin hala devam ettiği görüşündedirler, Beşar Esad ve onunla birlikte olanlar tarafından yıkılan ve yeniden yapılanma maliyetinin 400 milyar dolardan fazla olduğu tahmin edilen Suriye'yi yeniden inşa etmek için buna inanmaktadırlar. Hala derdest edilmeyen suçlunun onu Taş Devrine geri götürmeye azmetmiş olsa da onlar yeni bir Suriye’yi inşa edeceklerine güvenmektedirler.
Bu Ramazan ayında Suriyeliler, Ramazan öncesinde ve sonrasında da hala devrim ilkelerine bağlı kalmaya devam etmektedirler. Bu uğurda yaptıkları her şeyle uyum içindedirler. Vizyonlarına uymayan her şeyi reddetmektedirler. Suriye devrimine asalak gibi yapışanların veya onu çeşitli şekillerde çalmak isteyenlerin hepsi bugün, her zamankinden daha fazla, zaferin geldiğini görmektedirler. Suriye'nin Beşar Esad ve Rami Mahluf olmadan da ayakta kalacağına, Suriye’nin büyük bir devlet ve halkının da devrimci olduğuna kuvvetle inanmaktadırlar.
Ahmed Mazhar Saadu
Siyasi Bölüm Başkanı