ABD Dışişleri Bakanlığı, Sezar Yasasını 17.06.2020 Çarşamba günü yürürlüğe koyacaktır. Yürürlüğe girmeden önce Esad rejiminin ekonomik çöküşten sorumlu olduğunu ve Suriye'de siyasi bir geçişin sağlanması için Güvenlik Konseyi 2254 sayılı kararının uygulanması dışında bir çözümün olmadığını belirtti.
Yaşam koşulların kötüleşmesi nedeniyle Süveyda kentinde rejimin kontrolü altındaki bölgelerde, işgal altındaki Golan ve Mecdel Şems’te Rejimin devrilmesini talep eden halk gösteriler düzenlerken, aynı zamanda Suriye devrimin bayrağını kaldırarak Suriye’nin birliğini ve bütünlüğünü destekleyen gösteriler ve protestolar gerçekleştirmiştir.
ABD'nin Suriye özel elçisi James Jeffrey, ABD’nin ekonomik yaptırımlarla Suriye halkını hedef almadığını, Esad'ın mal varlığını ve meşru olmayan rejimini hedef aldığını ve Esad rejimi üzerindeki yaptırımları ihlal eden ülkeleri cezalandırdığını vurgulamıştır.
Sezar yasasının avantajlarından biri ve en önemlisi rejimle diplomatik ilişkilerini yeniden kurmak için can atan ülkelerin engellemesi ve Rejimi destekleyen Suriye’nin yeniden imar proje çalışmalarının durdurulmasıdır.
ABD Dışişleri Bakanı, yasanın uygulandığı ilk gününde Beşar Esad ve eşi de dâhil olmak üzere Suriye rejiminden 39 kişi ve birime yaptırım uygulandığını duyurmuştur. Suriye Demokratik Güçleri, ABD’nin direktifiyle rejime sağladığı petrol ve gaz desteğini durduracağını açıklamıştır. Dört yıl hapis cezasıyla yargılanan Rıfat El-Esad’ın mahkûm edileceğini ve Fransa'daki tüm mallarına el konulacağını açıklamıştır.
Suriye devriminin başlamasından yaklaşık on yıl sonra ülke, rejimin yolsuzluğu ve egemen ailenin iç çatışması nedeniyle büyük bir ekonomik çöküşün eşliğindedir. Suriye’de Ekonomik gerileme yaşanırken, rejim Suriye’nin yer altı zenginliğini İran ve Ruslara peşkeş çekmektedir.
Sezar yasası, Suriye halkına karşı işlenen suçlara, ekonomik yaptırımlarla Mücrim Esad rejiminin ekonomik sistemini çöktürmeye odaklanmıştır. Sezar yasasının uygulanması durumunda Suriye rejiminin ekonomik olarak felç olması beklenmekte ve rejimin müttefikleri arasındaki ekonomik değişim ve hareketlerin kısıtlanacağı öngörülmektedir. Maalesef Suriyelilerin çoğu yoksulluk sınırının altında yaşadığından bu yasanın uygulanmasıyla birlikte yaşam koşullarını daha da kötüleştirecektir.
Sezar kanunun, Esad'ın acımasız savaşına son vermek, iktidarı ve kamu fonlarını çalan yetkilileri azaltmayı hedeflediğini açıklamıştır. Öldürülen Suriyelilerin çoğu Suriyeliler tarafından öldürmemiştir. Esad’ın ortağı, ABD, Rusya, İran ve İsrail tarafından öldürürken bu yasanın büyük bir yalan olduğu görülmektedir. ABD, Esad’ı bitirmek istiyorsa, Lübnan’dan bir emirle çıkarttığı gibi Suriye'den çıkması için de emir verip birkaç gün içinde ülken çıkarma gücüne sahiptir. Bu haliyle Suriye’de halk, yaptırımların rejimi yıkamayacağını ve iktidarına son vermeyeceğini düşünmektedir. ABD, rejimi ortadan kaldırma konusunda samimi olsaydı, yıllar boyunca beklemez, Suriye'nin bu kadar büyük maddi ve insani kayıpların heba olmasına göz yummazlardı.
Suriye halkı, Suriye rejiminin yerleşim yerleri ve hastanelerin bombalanmasını durdurmaz, tutukluları serbest bırakmaz ve siyasi geçiş aşamasını kabul etmezse rejimin düşürüleceğine inanmaz ve buna güvenmez.
Suriye halkı, ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright Hafız Esad’ın ölümünden hemen sonra mezarını ziyaret ettikten sonra Şam'da Beşar Esad ile görüştüğünü asla unutmayacaktır. Halk, ABD dışişlerinin ziyaretini ABD’nin Suriye'deki diktatörlüğe destek olarak kabul etmiştir. ABD’nin, Sezar yasasıyla amacı, rejimi yerinden etmek değil, politikasını iyileştirmek ve onu reformları gerçekleştirmek için zorlamak, siyasi geçişi kabul ettirmek ve 2245 sayılı yasasını uygulamak olduğu apaçık ortadadır.
Evet, şimdi Halk şunu sormaktadır: Nasıl oluyor da Rejim ekonomik olarak cezalandırılıyor da diplomatik olarak cezalandırmıyor? Nasıl oluyor da Rejimin delegesi Beşar Caferi hala rejimi Birleşmiş Milletler toplantılarında, Güvenlik Konseyi'nde ve tüm uluslararası forumlarda temsil ediyor?
İroni bir şekilde Sezar yasasının uygulanmasının ilk gününde yasayı ihlal eden tek ülke ABD olmuştur. İş adamı El-Katırci aracılığıyla rejimin bölgelerine binlerce petrol tankı göndermiştir.
Subhi DUSUKİ
Genel Yayın Yönetmeni