Avrupa'da Savaş Suçlularının Yargılanması


 

Özgürlük ve haysiyet çağrısında bulunan Suriye devriminin başlangıcından bu yana dünya, Suriye halkının doğal olan haklarını görmezden gelmiştir.  Avrupa, Suriyelilerin tehcir edilmelerinde ve öldürülmelerinde aktif rol alan devletlere karşı gözlerini kapatmıştır. Avrupa şehirlerinde Suriyeli devrimcilerin düzenlediği gösterilerin artmasının ardından Avrupa’nın bazı ülkeleri “kendilerine gelmiş” ve savaş suçlularının hesap vermesini istemiştir. Bunun üzerine “Savaş suçluları / Şebbihalar uluslararası mahkemelerde yargılansın!” “Suçluları ve katilleri Avrupa ülkelerinden kovun!” sesleri gün geçtikçe yükselmeye başlamıştır.  

Avrupa’nın birçok şehrinde Esad rejimine ve kurumlarına karşı devrimci aktivistler dayanışma içinde faaliyet, gösteri ve oturma eylemleri gerçekleştirerek, tutukluların Esad mezbahalarından kurtarılmasını talep etmişlerdir. Mücrim rejimin işlemiş olduğu suçlardan siyasi manevralarla kurtulmasına izin verilmemesi isteyerek şöyle haykırmışlardır:  “Ey Avrupa mücrimlerin cezadan kaçmasına izin verme! Bizim kanımız su değildir”.

Özgür Suriyeli aktivistler ve hukukçular  Avrupa’nın genelinde başta Beşar Esad şebbihaları olmak üzere Avrupa'ya sığınan katillerin ve suçluları sınır dışı edilmesini istemişlerdir. Suriye trajedisinden yararlanan Esad’a bağlı suçluların varlığının tehlikesine dikkat çeken aktivistler, yetkililere mektuplar yazarak suçluların sınır dışı edilme talebinde bulunmuşlardır. 

Nitekim Suriye'den Avrupa'ya sığınmacı dalgası sırasında, Esad rejimin Şebbihaları da mültecilerle birlikte Avrupa’ya sığınmıştır.  Böylece Suriye’de savaş suçuna buluşan birçok kişi de Avrupa ülkelerine sığınma hakkı elde etmiş oldu. Şu var ki; Suriye özgür medya ve insan hakları örgütleri bu kişileri yakından takip ederek suç dosyalarını sığındıkları ülkelerdeki yargıya teslim edecektir.

 Tıpkı bunun gibi Avrupa'daki özgür Suriyeliler, Rejime resmi olarak casusluk yaparak  Esad zulmünden Avrupa’ya sığınan sığınmacıları takip eden, gözleyen ve ihbar eden Şebihların Avrupa’dan kovulmalarını istemişlerdir.

Avrupa’nın görsel ve matbu basınında, Esad ve ailesinin Suriye devletinin ve Suriye halkının zenginlik kaynaklarını yağmalama ve aralarında paylaşma ile ilgili suçları eş zamanlı olarak bir bir haber olup ortaya çıkmaya başlamıştır. 

Buda Avrupa’nın bir değişim ve yeni bir evrenin içinde olduğunu göstermektedir.  Avrupa kamuoyunun IŞİD ile mücadele bahanesi sona erdikten sonra Esad'dan kurtulması için Sezar kanunun uygulanmasıyla birlikte rejimi temsil edenlerin biran önce yargılanması için hazırlıkların yapılması gerektiğini deklare etmiştir. 

Avrupa Birliği Ülkeleri, Suriye halkına karşı savaş suçu işlemiş kişiler hakkında yapılan şikâyetlerin takipçisi olacaklarını söylemişlerdir. Özgür Suriyelilerin çağrılarına cevap veren ilk Avrupa ülkesi Almanya olmuştur.  Alman devleti, savaş suçuna bulaşmış ve Esad rejimine destek olduğu kanıtlanmış olanlarla ilgili sınır dışı edilmesi hususunda bir yasa çıkarmıştır. 

Dünyada ilk kez Alman adli makamları eski Suriye istihbarat subayını Enver Raslan’ı insanlığa karşı işlenen suçlar nedeniyle yargılamış ve söz konusu suçlarda kendisi ile beraber hareket eden eski subay İyad El Garip aleyhinde suç duyurusunda bulunmuştur.

Alman polisi ayrıca, Almanya'nın Hessen şehrinde yaşayan ve daha önce Humus Askeri Hastanesinde çalışan Dr. Ali Hasan’ın diğer bazı doktorlarla işbirliği içinde barışçıl gösterilerde yaralanan hastalara işkence edip öldürdüğü tespit edilmiş ve bu suça iştirak eden bazı doktorları tutuklamıştır.  

Artı Hafız el-Esad’ın kardeşi ve Beşar Esad’ın amcası Tugay komutanı Rıfat El Esad, Fransa’da kara para aklama, kamu fonlarını zimmetine geçirme ve sahtecilik suçlarından 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.  

Fransa İçişleri Bakanlığı, insanlık suçu işlemiş Fransa’da yaşayan Suriyeli kişiler hakkında şikâyette bulunmak isteyen ve bu kişilerin insanlığa karşı savaş suçunu işlediğini gösteren belgeleri veya resimleri sunanların şikayetlerinin değerlendirileceğini ve gereğinin bildirmiştir. Mağdur olan kişi ister yakını öldürülmüş olsun ister tanık olsun, sahip olduğu delileri Fransa mahkemelerine sunabilecekleri ve suç duyurusunda bulunabilecekleri ifade edilmiştir.

Avrupa Birliği ülkelerinden İsveç’e gelince; Ülkelerinde savaş suçu faillerinin peşinde koşan ve mülteci olarak İsveç'te yaşayan aktivistler,  “Savaş suçluları için güvenli bir sığınak olma İsveç” adlı bir kampanya başlatmış ve kendi ülkesinde savaş suçu işleyen kişiler hakkında rapor talep etmişlerdir.

İngiltere’de birçok medya kuruluşu, İngiliz vatandaşlığına geçen ve Beşar Esad ismini alan kişilerden vatandaşlığın geri alınması için çağrıda bulunmuştur. İngiliz Orta Doğu Monitörü web haber sitesi, Esma El-Esad'ın İngiliz vatandaşlığının iptal edilmesinin bir zorunluluk haline geldiğini ve Esma El-Esad’ın savaş suçluları listesine eklenmemiş olması ve Sezar Yasası’nın öngördüğü cezalara dâhil edilmemiş olması İngiltere için bir utanç kaynağı olduğuna dikkat çekmiştir. Site ayrıca, özellikle Esma’nın kocası Beşar’ın birçok savaş suçu işledikten sonra Esma’nın hala İngiliz vatandaşı olarak kalmasını kınamıştır.

British Sunday Times gazetesi, İçişleri Bakanlığı'nın suça bulaşmış çifte vatandaşlarından kamu yararını vatandaşlığın geri çekme hakkına sahip olduğunu ve bunu yasal hale getirdiğini duyurmuştur.

Suriye'deki vahşetten sorumlu olanları mahkeme önüne çıkarmak için gösterilen çabaların sonunda Avrupa mahkemeleri insanlık suçu işlemiş kişiler hakkında açılan davalarda Avusturya mahkemeleri de sonuç vermeye başlamıştır.

Terör suçu olarak cinayetle suçlanan sığınmacılardan birinin yargılanması başlandığında eğer suçu kanıtlanırsa ömür boyu hapse mahkûm edilebilir. Şahıs tutuklandıktan sonra, sanığın kendisine yöneltilen suçlamaları itiraf ettiğini, ancak daha sonra ifadesinden geri döndüğünü ve itirafını geri çektiğini belirtilmiştir.

Hollanda Göçmen ve Vatandaşlık Kabul Servisi, Suriye'den gelen ve Hollanda'da ikamet eden binlerce dosyayı yeniden kontrol etmiştir. Hollanda devleti, denetim sonucunda birçok Suriyeliler ’den vatandaşlığı geri çekmiştir. Hollanda mahkemeleri, savaş suçu işlemiş birçok ceza dosyasına katıldıkları tespit edilen kişiler hakkında daha önce hiç olmadığı kadar güçlü olup mahkemelerin suçlu olanları takip etme çizgisine girmiş olduğu anlamına geliyor. Bir grup Suriyelinin dosyalarında işlenen savaş suçları soruştururken, sorumluların bir kısmı sahtekârlık suçlarına karıştığını keşfederek istismarcıların casusluk veya terörizm faaliyetlerini gösterebilecek ulusal güvenliği bozan kişiler olarak sınıflandırılmıştır.

Hollanda Göçmenlik Bürosu, bazı kişilerden sığınma hakkını geri çekmiştir. Savaş suçlarından şüphelenilen sığınmacıları koruma hakkına sahip olmadıklarını ve dolayısıyla Hollanda'nın kendilerine sığınak olmayacağını teyit eden Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesine atıfta bulunmuştur.

Whatsapp