Koronavirüsü Sona Erdi mi? Dünya Normal Bir Hayata Nasıl Döndü!


 

Bir Korona hastası, virüs ve salgın hastalıklar alanında uzman olan Doktora, Korona salgını ne zaman bitecek? diye sormuş. Uzman doktor da ona;  "Bir siyasetçi veya devlet başkanı değilim ki bu soruya cevap vereyim” demiş!..

Korona virüs dünyaya 2020 yılının başında Çin’in  Wuhan kentinden yayılmaya başladı.  Çin, koronavirüs olarak bilinen bu tehlikeli hastalığa 614 kişinin yakalandığını duyurdu. Artı ülkeler arasında yayılabileceği ve taşınabileceği konusunda dünyayı uyardı. Ardından dünya, hastalığın kısa bir süre içinde yayılmasına ve vaka sayısının büyük ve hızla yayılmasına tanık olmuştur. Başta İtalya ve İspanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinde vaka ve ölüm sayılarının artması ile dünya ülkelerinin çoğu havalimanlarını kapatmışlardır.Birçok alanda tedbir kararı almışlardır. Ülkeler, sokağa çıkma yasağını uygulayarak okulları ve üniversiteleri, kafeleri ve spor salonlarını kapatma kararı almışlardır.Sosyal yaşamın birçok yönüne tam anlamıyla son veren kararlar almak zorunda kalmışlardır. Dünyada en büyük sürpriz haziran ayında hayatın bazı yönlerinde normalleşmenin başlaması oldu. Nitekim Avrupa Birliği ülkeleri, ihtiyati tedbirler alınacağını vurgulanarak normal hayata geri döndüğünü; kafeler ve havalimanlarının açıldığını duyurmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü, normalleşmenin, virüsün son bulduğu anlamına gelmediği ve hala virüsün hava yoluyla bulaşma olasılığının yüksek olduğunu söylemiştir.Örgütün, hastalığın ilerlediği yönündeki uyarılarına ve dünya çapında vaka sayısının artmasına rağmen ülkeler artık tedbirlere dikkat etmemektedir.Nitekim geçenlerde Amerika bir günde üç milyondan fazla vaka ve 936 kişinin ölümüne tanık oldu. Brezilya da bir günde bir milyon 720 vaka gerçekleşti. Yani görünen o ki; salgın henüz sona ermemiştir. Can alıcı soru şu;  Salgın devam ettiği halde ülkeler normal yaşamlarına nasıl geri dönebildiler?

Doktorlar, son protestolar nedeniyle yapılan gösteriler sırasında genel olarak ihtiyati tedbir alınmadığı için ABD'de sayıların yükseldiğini doğrulamaktadır.Nitekim gösterilerden iki hafta sonra ABD'de test olan kişilerde rastlanan vaka sayısı günde üç milyon kişinin virüs kaptığını doğrulanmıştır. Evet, vaka sayısı arttı ve bu da virüsün ABD’de gerçekleşen protestolar dönemine denk geldiğini göstermektedir. Bu gerçek sosyal medyada da paylaşılmıştır. Bu da korona virüsün bazıların dediği gibi sanal olmadığını göstermektedir. 

Bununla birlikte, bazı ekonomik analistler, virüsten korunmak için alınan tedbirlerin birçok kısıtlama getirdiğini ve ekonomik hayata büyük zarar verdiğini, normal hayata dönmekle bundan daha az bir zararla karşılaşacağına dair görüşler beyan etmektedirler.  Asya Kalkınma Bankası, 2020 yılı için zararların 5,8 trilyon ile 8,8 trilyon dolar arasında değişebileceğini tahmin etmekte idi ki;bu da ülke ekonomileri için büyük kayıp anlamına gelmektedir. Zira dünya ülkelerinde sokağa çıkma yasağının getirilmesi, fabrikaların ve ekonomik kurumların askıya alınması anlamına gelmektedir. Dünya havayolları ve turizm şirketleri milyonlarca çalışanı işten çıkarılmasına neden olmuştur. Kaldı ki; Amerika Birleşik Devletleri'nde 20 milyondan fazla çalışan işten çıkarılmayı beklemektedir. 

Son olarak şu birkaç soruyu soralım: İnsanlar, virüsün şimdiye kadar varlığını sürdürmesine ve hatta bazı ülkelerde genişlemesine rağmen, ülkelerin neden normal hayatlarına dönmeye başladığını sorma hakkına sahip değiller mi?

Yani bazı ülkeler, kısıtlamalar hafifletildikten sonra virüsün bulaşma sayısında herhangi bir artış kaydetmediler mi?

Bazı ülkeler tarafından alınan ve şimdi uygulamadan kaldırılan çılgın önlemlerin ekonomiyi sabote ettiği ve insanların hayatlarını ve geçim kaynaklarını yok ettiği anlamına gelmiyor mu?

Korona gündemi gerçekten meşru muydu yoksa sadece siyasi nedenlerden ötürü oluşturulan bir medya gündemi miydi? Bunu daha sonra öğreneceğiz. Neden bazı ülkeler milyarlarca insanın hayatı üzerinden pazarlık yapmak istemektedir? Yoksa dünya milyonlarca insanı hasta eden ve binlerce kişiyi öldüren ve hala insanlığı tehdit eden gerçek bir virüse maruz kalmadı mı?

Korona virüsün bir komplo olduğunu söyleyenlerin aksine, virüsle yüzleşmek için küresel seferberlik gerekliğin ilan edilmesi gerekmez miydi?

İnsanların hayatta normalleşme aşamasına geçme seçeneğinin ön plana çıktığı ve dünyanın artık ekonomiyi insanların sağlık ve güvenliğine tercih ettiği bir gerçek değil midir? 

Ve nihayet sevdiklerimizden bazılarının enfekte olana kadar virüs, sadece bir komplo olarak mı kalacak?

Ala El-Abid

Suriyeli yazar

 

Whatsapp