Özgürlük ve haysiyet çağrısı yapan Suriye devriminin başlangıcından bu yana dünya, sınırlarını korumak için mücrim Suriye rejimine ödül olarak İsrail'in arzusu doğrultusunda, ona karşı durmuş ve zafer elde etmesini engellemiştir.
Şehirler yıkıldı, Suriyeliler şehirlerinden sürüldü ve İranlılar demografik değişim planını gerçekleştirmek için insanları yerlerinden ettiler. Suriye rejimi dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış on milyondan fazla Suriyeliyi yerinden etmeyi başardı. Suriyeliler, dünyanın tüm ülkelerinde yaygın olarak kendi adlarına dilencilik yapanların bulunmasına rağmen, haysiyetleriyle öne çıkarak, dilenmeyi reddetmekle bilinmektedirler.
Dilencilik olgusu hızla yayılmaktadır. Nitekim trafik ışıklarında ve tren istasyonlarında insanların sempatisini kazanmak üzere pankartlar taşıyarak dikilip muhtaç Suriyeli bir aileye yardım edilmesini istemektedirler. Bu olgu son yıllarda birçok Arap ve Avrupa ülkesinde yaygın olarak görülmektedir. Suriyeli olduğunu iddia eden ve farklı dillerde tabelalar taşıyan kişilerin para almak için yoldan geçenlere yalvararak seslenmesi, onlar adına pankartlar tutarak Suriyeliler hakkında başkalarına olumsuz fikirler vermeleri Suriye halkının imajını bozmaktadır.
Suriye adına dilenenlerin büyük bir kısmı Suriye'nin nerede olduğunu bile bilmiyorlar. Arapça konuşmayı da bilmiyorlar, ancak bu milleti taklit etmede kendilerine, dilencilik yaparak para kazanmada hizmet edecek bir argüman bulmuşlardır.
Arap ülkelerindeki Suriyeliler Adına Dilenme:
Yıllardır Arap ülkelerine sığınan Suriyeliler, çalışarak kendilerini kanıtlamak ve Suriye'nin iyi bir imajını göstermek için çaba harcadılar. Kendilerini ülkelerinin bire elçisi olarak gördüklerinden ve Suriyeliler, mültecinin bir eylemi diğerlerini doğrudan etkileyebileceğinden, ev sahibi halkların algısının çok önemli olduğunu düşünmektedirler. Ancak her ne kadar dilencilerin çoğu el-Nour türü şebeke dilencisi olsa da ve dilenmeyi meslek haline getirmiş olsa da dilencilik olgusu ve yaygınlaşması Arap vatandaşların Suriyelilere bakışını olumsuz etkilemiştir. Nitekim Arap başkentlerinin sokaklarını dolduran dilencilik olgusu, Suriyeliler ile ülke halkı arasındaki muamele şeklini menfi yönde etkilemiştir. Büyük ölçüde yayılan bu olgu, eskiden Suriye'de yaşayan ve dilenciliği resmi bir meslek olarak yapan gruplar aracılığıyla olmuştur.
Medya, Afrikalı bir çocuğun Suriyeli kılığına girip Fas'taki Suriyeliler adıyla dilendiğini gösteren bir video yayınladı. Bu çocuk videoda Fas aksanıyla cümleleri tekrarlamaktadır. Şöyle ki: Yardım edin kardeşlerim, ben Suriyeliyim, Allah size hayırlı kapılar açsın ve sizi korusun!
Suriyeliler cehenneme dönen bu savaşlarından kaçmak için Mısır'a akın ettiler. Ancak onların varlığı sorunlara ve Mısırlılarla çekişmelere neden olmuştur. Bu durum, Mısır toplumu üzerinde etkili olan Suriyeliler arasında pek çok sosyal sorunu tetiklemiş ve pek çoğu Suriyeliler adına dilenmeye koyulmuştur.
Türkiye'deki Dilenciler Suriyeli Değil:
Dilencilik olgusu, dilenciler tarafından para elde etmek için kışkırtıcı yöntemler uygulaması sonucunda Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin çoğunluğunun kınanmasının yanı sıra, Türklerin rahatsız olmasına ve hoşnutsuzluğuna katkıda bulunmuştur. Kaldı ki; bunların çoğunluğunun Suriyeli olmadığı ve Arapça konuşmadığı ortaya çıkmıştır.
Diğer taraftan Türkiye'de çok sayıda kişi dilencilikten tutuklandı. Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şunları söyledi: Bu dilenci görüntüsü ile mücadele ediyoruz ve tüm dilencileri kontrol etmeye çalışıyoruz ama yakalanan her 100 dilenciden sadece 8-9'u Suriyeli olduğuna şahit oluyoruz.
Türkiye'de dilenmeye zorlanan Suriyeli çocukların çoğunun, ailelerinin Suriye'de öldüğü ve yakınları tarafından Türkiye'ye getirildiği ortaya çıkmıştır. Zira bunlar sokaklara çıkmak zorunda kalmışlardır. Su veya mendil satarak yoldan geçenlerin acıma duygularını uyandırarak yardım etmelerine mazhar olmuşlardır.
Avrupa ve Fransa'da:
Avrupa şehirlerinde Suriyeliler adına dilenenlerin olmadığı bir cadde, "metro" istasyonu veya tren istasyonu neredeyse yoktur. Çoğu Avrupalı halkların Suriye trajedisine sempatisinden yararlanarak "Suriyeli bir ailenin yardıma ihtiyacı var" yazılı pankartlar taşımaktadırlar. Öyle ki; Trafik ışıklarında çok sayıda kadın çocuklarla birlikte duruyor ve ellerinde ülke dilinde yazılmış kartonlar tutmaktadırlar. Kartonlarda genellikle şu ifadeler ter almaktadır:
Biz parçalanmış bir Suriyeli aileyiz ve yardımınıza ihtiyacımız vardır!
Ancak dilencilerin kimliği ve uyruğu sorulduğunda, bunların çoğunluğunun Roman olduğu görülmektedir.
Fransa'da bazı Suriyeli mülteciler Romanların maskelerini ortaya çıkarmak için önlemler almaktadır. Nitekim Suriyeli bir genç kendisini ifşa etmek amacıyla Roman bir kadınla Arapça konuştuğu bir video yayıldı. Onun roman olduğunu ortaya çıkardı. Sonra alıp yırtsın diye, onu "Suriyeli Aile" yazılı kartonu kendisine vermeye zorladı.
Başka bir Suriyeli gazeteci de dilencileri takip ederek eşya aşırmalarını belgeleyen ve Suriyeli olduklarına dair yükselttikleri pankartla yalan söyleyen videoları filme almakla ilgilenmektedir. Dahası bunlar Arapça konuşma konusunda da iyi değillerdir.
Suriyeli bir aktivist şunları söyledi:
Dünyaya haysiyetli ve gururlu insanlar olduğumuzu ve “dilenci” diye çağrılmayı kabul etmediğimizi söylemek için camilerin, çarşıların ve metro istasyonlarının önünde, elimde (Suriyeliler dilenci değildir) yazan bir tabela taşıyarak durdum. Bunun üzerine Fransız toplumundan büyük bir olumlu tepki aldım, birçoğu yanımda durup, kampanyadaki amacımı yoldan geçenlere açıklamaya başladılar.
Fransız medyasındaki yansıma:
Fransız medyası haberlerinin bir kısmını bu dilenci görüntülerine ayırdı. "3. Kanal "Sahte Suriyeliler” başlığı altında şöyle bir rapor sundu: Başkentin kapılarında kadınlar Suriyeli mülteci kılığına girerek maddi yardım dileniyorlar. Raporda, gazeteci ile dilencilerden biri arasında şöyle bir konuşma belirdi: Nerelisiniz? ... Halepli! Gazeteci onunla Arapça konuşmaya devam etti, ama kadın onun konuşmasından hiçbir şey anlamadı. Gazeteci kendisinden Fransızca konuşmasını isteyince Romen olduğunu itiraf etti!
"Liberation" gazetesi de olaya ışık tuttu ve "Sahte Suriyeli sığınmacılara başkentin kapısında tuzak" başlıklı bir haber yayınlayarak şunları söyledi: Arabaların arasında koşan küçük çocuklarla çevrili kadınlar ve erkekler dolaşmaktadır. Bunlar aslında Suriyeli olmadıklar halde, para kazanmak için "Suriyeli aile" yazan tabelalar taşımaktadırlar.