Şüpheli Sızma Anlaşması!


Sözde Suriye Demokratik Meclisi ve Halk İradesi Partisi arasındaki uzlaşma anlaşmasının Rus devletinin kucağında emzirilmesi şaşırtıcı değildir. Bu, Moskova platformu ile Suriye rejimi ve ardından Rusya Federasyonu arasındaki rızaya dayalı ilişkinin doğal bir ürünüdür. Suriye rejimi ile Suriye Demokratik Güçleri ve Suriye Demokratik Meclisi arasında son aylarda tanık olduğumuz açık / gizli ilişki ve tüm türevlerin durumu da böyledir. 

Aynı şekilde, bir kısmı anayasa komitesi bağlamında gerçekleşen (SDG) ve (SDM) 'nin siyasi çözüm sürecine dâhil edilmesi için bastıran Rus-Amerikan anlayışıdır.Amerikalılar ve onlarla birlikte Ruslar, (SDG) veya sözde Kürt Halkını Koruma Birimlerinin bunun ve tüm müzakere sürecinin dışında kaldığını hala kabul etmedikleri her yerde benzer bir durumla karşılaşıldı. Dolayısıyla, bu yeni anlaşmalar Kürtlerin (PYD) siyasi sürece nüfuz etmeye başlamasını sağlamıştır. Amerikalıların kendilerini ve başkalarını teşvik etmesiyle DYP’nin Suriye coğrafyasında bağımsız veya yarı bağımsız bir bölgeye sahip olmasına neden olabilecektir. İki kesim arasında ilk dans, bir Amerikan şirketinin SDG veya türevleriyle petrol üretmek için bir ekonomik anlaşma imzaladığı zaman gerçekleşti. Nitekim bu, sözde terörist ayrılıkçı varlığın (Rojava) tanınmasının başlangıcına işaret etmektedir.

Halkın İradesi / Moskova Platformu ile Suriye Demokratik Güçleri arasında söz konusu anlaşmanın yankılarının önümüzdeki aylarda anayasadaki Kürt temsiliyle ortaya çıkması beklenmektedir. Konu, önümüzdeki günlerde siyasi müzakere meselesine doğrudan giriş için hazırlanırken, söz konusu bağlamdaki rolleriyle bilinen bazı Körfez ülkeleri tarafından gerçekleştirilen bir dizi teşvik ve uyarılar sırasında prensip olarak, Moskova platformundan temsilciler onu temsil edebilecektir. 

Gerçek şu ki, bazı siyasi ve askeri muhalefet partilerinin bu konuyla ilgilendiği, tamamen dış tarafın kucağına oturduğu ve tüm yumurtaları sadece kendi çıkarları ile ilgilenen Rus, Amerikalı ve diğer yabancıların sepetine koyduğu acı siyasi bir durum söz konusudur.Harekete geçme ve etkileme yeteneği olmadan, parçalanmış ve kıyılmış bir muhalefetle, tüm bunlar çok daha kötü sonuçlara yol açabilecektir. Aksine, çok değil bir süre sonra uyanarak PYD gibi bir terör örgütünün tüm müzakere komitelerinde temsil edildiğini, böylece büyüklüklerine ve kendilerini Amerikalılardan, Ruslardan ve İranlılardan destekleyenlerin büyüklüğüne göre bir çözüm süreci üretiminde en önemli role sahip olduklarını görebiliriz. Bazıları bu günlerde Rus-Amerikan anlayışlarının masanın altında yürütüldüğünü savunmaktadır.Görünüşe göre yeni ABD-Rusya anlayış planının uygulanmasını kolaylaştırma ve destekleme rolünü yalnızca İsrail hava kuvvetleri oynayacaktır! İsrail hava kuvvetleri, zaman zaman İranlıların, bazen Hizbullah'ın ve bazen de Suriye’nin içine girerek Suriye rejimini bombalamaya devam etmesi sayesinde bunu yapacaktır.

Bugün birçok gözlemci, Rusya-Amerika'nın bölge üzerindeki hegemonyasının ve (İlham Ahmet) Moskova'dan Suriye'nin kuzeydoğusundaki Rus varlığının etkili olduğuna ve Kadri Cemil ile imzalanan anlaşmanın Cenevre toplantılarına ve Anayasa Komitesi'nin gelecekteki çalışmalarına katılımlarının bir başlangıcı olabileceğine inanmaktadır.

Bu doğrudan katılma gücü olmadan zorunlu olarak bir sızma girişimidir. Ancak Moskova ve Washington'un Suriye'deki yerel müttefiklerinin “Suriye Demokratik Meclisi” den İlham Ahmet ve “halk iradesi” den Kadri Cemil ile buluşturan görüşmesi, rol dağılımı ve paylaşımı konusunda iki taraf arasındaki bu uyumu çok nadir yansıtan bir adımın başlangıcını yansıtmaktadır. Mesele, SDG veya ona bağlı kuruluşların Anayasa Komisyonu'na katılımının önünü açma sürecinin ötesine geçmekte ve bu konudaki çok hassas Türk engelini aşmış olmaktadır. Dahası gerçek ve gelecek olan bölgesel bir durum oluşturmak için, Türkiye'nin Suriye halkına dost olan rolünü de sınırlandırmaktadır. Bu Suriye'nin kuzeydoğusunda, yapay bölücü varlığın kurulmasına da hazırlık anlamına gelmektedir. Ancak en önemli soru şudur: Suriye halkının ve Suriye muhalefetinin müttefiki olan Türk devletinin böylesine şüpheli bir sızmaya izin verecek mi? Gelecekteki rolleri ve bölgeye yönelik tehlikesi de açıktır ki, bu gerçekleşirse yörenin ve tüm bölgenin güvenliğini zayıflatmaya katkıda bulunacaktır. Bu girişim sadece Suriye coğrafyasını değil, istisnasız herkesi suçlu bulan bir sosyal sözleşme arayışında olan Suriye devleti ile birlikte bir sayıları bir milyon aşan halk kurbanlarının ardından Suriye varlığının ve Suriye vatanının parçalanmasını kabul etmeyen tüm Suriyelileri olumsuz yönde etkileyecektir.

 

Ahmed Mazhar Saadu

Siyasi Bölüm Başkanı 

Whatsapp