Suriyelinin Türkiye’deki Başarı Öyküsü! Suriye rejiminin suçlarını belgelemek…


 

Suriye’de özgürlük, haysiyet çağrısıyla 2011 yılında bir halk devrimi başlamıştır.  Buna karşı Mücrim Esad baskı, cinayet, adam kaçırma, tutuklama ve işkenceyle karşılık vermiştir. Rejim,varil bombalar, kimyasal ve yıkıcı silahlar dâhil tüm ölümcül silahlarını kullanılmıştır. Rejimin Suriye'nin zenginlik kaynaklarını yok etmek ve devrimci şehir ve kasabaların enkaza dönüştürmekle birlikte Suriye'de uluslararası kabul görmüş demografik yapının değişim politikasının uygulanmasında sivilleri yok etme görevini tamamlamak için işlediği zulme ve yıkıma karşı Dünya ülkeleri kör ve sağır olmuştur. 

Suriye rejimi, insanlığa karşı suç işlemek ve insan haklarını ihlal etmekle suçlanmaktadır. İşkence, infaz, adam kaçırama gibi birçok insanlık suçu işlemesine rağmen Esad rejimi şimdiye kadar hiçbir şekilde kovuşturma geçirmemiş ve hesap vermemiştir. Rejim, İsrail, Amerika, Rusya ve İran'ın koruması altında olduğunu bildiği için gaddarlığını sürdürmeye devam etmektedir. 

Birleşmiş Milletler, küresel bir sorun haline gelen sadece belirli bir topluluk veya bölgeyle sınırlı olmayan dünya kayıplar ve zorla ortadan kaybedilenler için anma günü olarak 30 Ağustos  günü ilan edilmiştir. Bugüne de “Dünya Kayıplar Ve Zorla Ortadan Kaybedilenler Günü” adı verilmiştir.  Dünya böyle bir güne de hala cinayet işleyenlerin, katliam yapanların ve zorla insanları kaçırıp ortadan kaybedenlerin cezasız kalmaya devam ettiğine tanıklık etmektedir. 

ABD Şam Büyükelçiliği, kayıp olan kişilerden Suriye rejiminin sorumlu olduğunu belirten açıklamasına göre, Suriye'de gözaltına alınanlarla kayıp kişilerin toplam sayısının yaklaşık 100 bin sivilden fazla olduğunu belirtmiştir. Bunlara ek olarak Suriye’nin Kuzeybatında 18 yaş altı 200 binden fazla yetim, 200 binden fazla savaş nedeniyle engelli durumuna düşmüş olduğu kaydedilmektedir. 45 bin dul kadının yanı sıra Suriye'nin kuzeybatısında yerlerinden edilmiş çocukların sayısı yaklaşık 1milyon 4 yüz bine ulaşmış olduğu bildirilmiştir. 

2013 yılında, Suriye Askeri Polisinde çalışan eski bir fotoğrafçı, 2011-2013 yılları arasında Suriye rejiminin hapishanelerinde işkence ve hak ihlallerini belgeleyerek çektiği 55.000 fotoğrafıyla birlikte Suriye'den ayrılmayı başarmıştır. Bu fotoğraflar, 2019'da Amerika tarafından öngörülen ve 2020’de yürürlüğe girmiş olan "Sezar Yasası’nın rejime karşı  uygulanması için itici bir güç olmuş ve ağır yaptırımlar gerçekleşmiştir. Ancak zaman bize bu kanunun sahte bir yasa olduğunun göstermiştir. Zira Sezar Yasası yayınlanmadan önce dolar 1.300 Suriye lirası iken bu kanun uygulandıktan sonra dolar 3.000 Suriye lirasına yükselmiştir. Bu söz konusu kanunun Esad rejimini cezalandıran değil destekleyen bir yasa olduğunu bize açıkça göstermektedir.

Aslında bu kanun rejimden daha çok Suriye halkının ölmesine ve yok olmasına neden olan bir faktör olmuştur. Suriye’de kalan sivillerin rejiminin kontrol ettiği alanlarındaki insanlar açlık ve yoksulluk içindedirler. Su, elektrik, gaz, benzin ve ekmek dâhil olmak üzere hayatın en temel ihtiyacına ulaşamamaktadırlar. 

Rejimin işlediği tüm suçları vesavaş suçlularının isimlerini ve işledikleri katliamları en küçük detayına kadar belgelemek önemlidir! 

Medeni olduklarını ve medeniyet iddiasında bulunan bu katil tiranları destekleyen dünyanın ne denli ahlaktan yoksun olduğunu belgelemek gelecek nesiller için delil olarak kalmasını sağlayacaktır.

Tamer Türkmani’nin Türkiye'deki başarı öyküsü: Devrimci aktivist Tamer Türkmani, Suriye devriminden bu yana Youtube kanallarında Suriye’de işlenen hak ihlalleri gösteren bir milyon 850.000 videoyu arşivlemeyi başardığını duyurmuştur.Türkmani duyurusunda ayrıca Suriye devriminin videolarını yayınlayan 3.200'den fazla YouTube kanalına binlerce şehit fotoğrafını yüklediğini açıklamıştır. Binlerce devrim dergi ve gazetesini arşivleyip toplamanın yanı sıra, sürekli çalışmalara devam ettiğini ve bundan dolayı sürekli sayının arttığını belirtmiştir.Ayrıca belgelenen ve arşivlenen bu materyallerin kendisinin değil, tüm özgür Suriye halkının mülkiyeti olduğunu da vurgulamıştır. 

Bu arşivi hazırlayan şahıs: Rejime karşı düzenlenen barışçıl gösterilerin fotoğraflarını çekerkenrejimin keskin nişancısının açtığı ateş sonucu başından vurulmuş molan ve 2012 yılında zorla terk ettiği Humus şehrinden ayırdığında 28 yaşında olan bir gençtir. 

Türkmani, ilkin Ürdün’e göç etmiş ve daha sonra Türkiye’ye göç ederek buraya yerleşmiştir. Hazırladığı belgeselin adını “Suriye Devrim Şehitleri Belgesi”olarak belirlemiştir. Türkmani 2014 yılında Suriye rejiminin İdlib'i Yoğun bir şekilde varil bombalarıyla vurmasının ardından belgeleme çalışmalarına başlamıştır. 

Türkmani şöyle devam etmektedir: İlk çalışmamı 2014 yılı Haziran ayında Suriye devriminin 50.000 şehidinin resmini içeren 170 metrelik bir branda üzerinde yaptığım çalışmayı belgeledim.  Suriye devriminin 1.850.000'den fazla videosunu arşivlediğim dokümantasyon çalışmalarımı sürdürdüm. Ayrıca Suriye devriminin başlangıcından bu yana çıkarılan 370 kitabı, her kitabın bir özetini ve onun hakkında bir resim ve kitabı okumak için bir dosya yazarak arşivledim. Bunlara ek olarak Suriye devriminin 11.500'den fazla dergi, gazete ve broşürünü arşivledim.  Devrimin başlangıcından bu yana yayınlanmış ve büyük bir kısmı maddi destek olmadığından yayın hayatını matbu olarak durdurmasına rağmen basın arşiv çalışmalarında bulundum”. 

Türkmani hâlihazırda üzerinde çalıştığı projelerle ilgili şunları söylemektedir: “Şu anda kapsamlı bir web sitesi oluşturuyorum.Adı; “Suriye Devrim Arşivi”Bu; kitap, gazete makaleleri, videolar, fotoğraflar ve sahip olduğum her şeyi ve tüm dosyaları içeren bir kaynak olacaktır. Böylece bilgi edinmek isteyen her kes gerektiğinde yararlanabilsin. Suriye devriminde tarihi boyunca meydana gelen her bir olay ve olguyu arşivleyeceğim. Ancak şimdi sitenin yayın hayatına başlaması için düzenlemeye ihtiyacı vardır. Bu çalışmamız yakın zaman içinde sona erecektir. Türkmani yaptığı işin işleyişi hakkında şöyle bir açıklamada bulundu: 2014 yılından şimdiye kadar sürekli evde çalışmam nedeniyle çok yoruluyorum.Kaldı ki; eşim bana yardım ediyor. İşim tamamen rutin olduğu için sıkıcı ve yorucu anlarımda bana yardım etme çabalarından dolayı eşimi takdir ediyorum. Ancak işin% 98’ini tek başıma yapmak durumunda kalıyorum.

Şehitlerin fotoğraflarını belgelemek kolay değildir. Çocukların ve kadınların cesetlerine bakmak çok zordur. Yaralanmış bir çocuğun ölümden önceki son bakışına, kesilmiş organlara ve kan çanağına dönen gözlere bakmak hiç de kolay değildir! 

 
Whatsapp