Esad Hırsız Babasının Ölümünden Sonra Rami'yi Yok Edecek Mi?


 

12 Eylül 2020'de Muhammed Mahluf'un ölümünden sonra Suriyelilerin uyanmasıyla Esad rejiminin mali ve siyasi kolları arasındaki denklemi değiştirebilecek bir olay olmasına rağmen olay ile ilgili haberler sessizce geçiştirildi.

Söz konusu olay ile ilgili haberler, babası Muhammed'in kurduğu yolsuzluk ve para imparatorluğunun varisi olarak kabul edilen ve yıllar önce ailesinin parasını oradan yönetmek için Rusya'ya giden Rarami'nin Beşar Esad ve eşi Esma tarafından çiğ çiğ yeneceği korkusuyla tecrit edilmesinin ışığında geldi.

Muhammed, Esad ailesine yakın bazı kişilerin dediği gibi, aileyi uzlaştırmaya çalışıyordu. Birçok Suriyelinin düşündüğü gibi, Suriye'deki derin devletin başı Beşar Esad'ın dayısı olarak, farklılıkların gölgesinde oğlu Rami'nin koruyucusuydu.

Muhammed Mahluf, yolsuzluk imparatorluğunun kurucusu,% 10 kraliyet ailesinin sahibi, Suriye devletinin ortağı “Ebu Rami El Harami” vb. birçok lakapla anılmıştır.  Öyle ki; O’nun adı yolsuzluğu ifade etmek için bir darbı mesel olmuştur. Nitekim Suriyeliler büyük bir yolsuzluk anında; “Biliyoruz sen yine Suriye’desin ey Mahluf! ” diye slogan atarlardı. 

Hafız Esad iktidara geldikten iki yıl sonra, yani yetmişli yılların başında, Muhammed Mahluf'u Suriye Hava Yolları'na görevli olarak atadı.  Ardından kendisini Tütün Kurumu’nun veya " Er-Raci" olarak bilinen kurumun müdürü olarak atadı.

Bilahare bu konumdan çıkarılarak yarı temsil hakkı kendisine verildi. Bundan sonra 1985'te Suriye Emlak Bankası'na atandı. Mahluf, simüle yöntemlerle (teknoloji) ve finansal zenginliğin artırılması dünyasına girdi.

Şabiha terimi, kararları uygulanmadığı takdirde, Mahluf'un adamları aracılığıyla, uygulanmasına hizmet etmek için kullandığı kişilere verilen isim olarak ta o zamandan beri bilinmektedir. Amacına ulaşmak için tüm yasal yolları ve yeteneklerini kullanırdı. Yetmediği zaman çoğu kez diğer şekillerde işlerini hallederdi.

Muhammed'in serveti büyüklüğü hakkında farklı tahminler yürütülse de Suriye'nin bütçesine denk hale geldi. Gizemli insanlar oldukları için halk onlar hakkında her zaman belirsiz bilgilere sahip olmuştur. Hakkında; “ Kitabına uyduruyor!” denilirdi.

Mahluf'un Suriye ekonomisi üzerindeki gücü, petrolden gaza, telekomünikasyondan bankalara ve diğerlerine kadar hepsi değilse de en büyük ekonomik sektör haline geldi. Mahluf'un parası Esad ailesinin hizmetine akıtırken, arkasından gidenler, kimin kimi yönettiği - Esad’ın mı Mahluf’u, Mahlufu’nmu Esad’ı - yönettiği konusunda farklı kanılara vardılar. 

  Baba Esad, Mahluf'un otoritesini güçlendirdi ve oğul Esad, eşi Esma'nın hırslarına karşı durup, kuzeni Rami ile aynı safta hareket etti.  Ancak eşler arası tartışma ve anlaşmazlık tırmanarak aile reisinin değişmesiyle sonuçlandı. Oğul Esad eşinin safına geçti ve Rami’yi ortadan kaldırmaya kalkıştı. Ancak bunda başarılı olamadı. Belki de bu başarısızlık babası Muhammed Mahluf’un hala hayatta olmasından kaynaklanıyordu.

Ve şimdi ... Rami'nin koruyucusu öldü. Kendisine lakap takıldığı gibi  “hırsız oğlu hırsız”  Esad’ın uygun bulduğu anda dişleriyle üzerine atlayacağı tahmin edildiği bir ortamda koruyucusuz kalıverdi. Ardından söz konusu imparatorluğun varisi Beşar ve karısı olacaktır. Birlikte özellikle mali kriz ve uygulanan yaptırımların gölgesinde büyük bir mirasa sahip olacaklardır. Ancak bazıları, olup bitenlerin iktidardaki aileyi aşındırdığını iddia etmektedir. Servet üzerindeki ihtilaf ve çekişmelerin, bu gün pek çok Suriyelinin umduğu üzere diktatör yönetiminin yıkılmasına neden olacağını düşünmektedirler.

Muhammed Mahluf'un ölümüyle ilgili çarpıcı olan şey cenazesinin teçhiz edilmemiş olması ve Rami'nin Korona virüs bahanesiyle babası için taziye töreni yapamamasıdır. Muhammed Mahluf’un Şam'da bir hastanede öldüğü söylenmektedir. Kaldı ki hafızamızı yoklarsak, onun ölümüyle kız kardeşi Hafız Esad'ın Karısı (First Lady)’nin ölümü arasında bir benzerlik olduğunu görürüz. Zira O’nun da cenazesi teçhiz edilmemişti ve mezarı da hala bilinmemektedir. Hatta Rusya'da, Suriye'de ya da başka bir yerde nerede öldüğünü bile bilinmemektedir.

Yolsuzluğun kurucusu, devasa sıra dışı servetin sahibi öldü! Torunu da parasını çarçur edip, şımarıp duruyor. Aile ise daha önce olduğu gibi yaşıyor! Böylece Suriyeliler, "biz yaşıyorduk" diyenlerin ellerindeki servetin kendilerine ait olmadığını bilsinler. Hatta Mahluf ailesi, Esad ailesi ve anlamak isteyen herkes bunu böyle bilsin.

Her saniye ve her an sokaklarda, ülke sınırlarında ve diasporada açlık ve ölüm kol gezerken, Suriyelilere ait servetlerin hırsızı Muhammed Mahluf da ölmüş! Tek tesellimiz O’nun ölümünün inanan kesimin gönlüne su serpmesi olmasıdır. O’nun ölüm haberiyle inanların gönlü şifa bulmuştur. Nitekim O, bizim yaşadığımız bu dünyaya mahkemelerine benzemeyen ahiret mahkemesinde / Mahkeme-i Kübra’da yargılanacaktır.

 


Fatih Habbabe 

Gazeteci ve yazar

 
Whatsapp