Karantina nedeniyle konferans salonların kapatılması, meydanda sosyal faaliyetlerin durulması ve sosyal mesafe yasası nedeniyle toplantı, oturum ve gösteriler uzun süredir yapılmamaktadır. Fransa'nın Lyon kentindeki Suriye diyalog masası, 10.10.2020 Cumartesi günü Belediye’nin 3 nolu salonunda çalışmalarına yeniden başlamıştır. Sezar Yasası ve Suriye içindeki boğucu ekonomik kriz başlığı altında entelektüel bir toplantı düzenleniştir. Açılış konuşmasını Mühendis Touma El Hâkim, mücrim baba Hafız Esad döneminde, yani seksenlerde hapisten çıktıktan sonra Fransa'da bir gurbetçiye Fransa'daki deneyimini aktardı. İlk başta Fransa’da uyruğunu gizlemek ve Suriyeli muhacirlerden kaçınmak konusunda ısrar ediyordu. Çünkü Esad ve Esad'ın Suriye'sini temsil ettiklerine inanmaktaydı. Bunun için Suriye'ye ve Suriyelilere karşı aşırı bir nefret duyuyordu.
Özgürlük ve onur devriminin başlamasıyla birlikte, Suriye ile gurur duymakta ve tüm yeteneklerini devrimin başarısı ve Suriye için kullanmaktadır. Dünya Suriye devrimin başarısına karşı durmasına rağmen, Suriye devriminin zafere ulaşacağına bütün gücüyle inanmaktadır.
Üniversite profesörü Necva Sehlul göçmenlik deneyiminden ve Suriye devriminin başarısına olan inancından bahsetti. Suriye kökenli bir Fransız olmakla gurur duymakta ve Fransızların önünde Suriye'nin tarihi mirasını gururla sergilemektedir. Fransa'da taşıdığı ve onu farklı kılan Suriye kültürüne borçlu olduğunu anlattı. Daha sonra Sezar Yasası, ilan edilme nedenleri ve uygulanmasının önündeki engeller hakkındaki fikirlerini sundu.
Suriye'deki iktidar kadrosunun bu yasayı suiistimal ederek bundan yararlandığına işaret etti. Suriyelilerin yaşadığı tüm felaketlerin bu suiistimalden kaynaklandığını belirtti. Vatandaşların yükünü artırmak pahasına kendi servetini artırmak için akıllı kart sisteminin uygulandığını, vatandaşın su, gaz, yakıt ve hatta ekmek gibi temel yaşam ihtiyaçlarını bu akıllı kart ile almak zorunda kaldığını ifade etti. Bu yüzden halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan tamamen yoksun bırakıldığını söyledi.
Kanunun esasına ve cezaların gerçekte ne ölçüde içerdeki duruma yansıtıldığına odaklandı. "Sezar Kanunu" kısaltması ile Suriye'de Sivillerin Korunması Hakkında Kanun 17 Haziran'da yürürlüğe girdi. Bu kanun Suriye krizinin gidişatına yeni bir denklem dayatmaktadır. Beşar Esad rejiminin maruz kaldığı siyasi izolasyonu artırmayı ve ona karşı mali ve ekonomik abluka düzenleyen yeni bir model oluşturmayı hedeflemektedir. Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı Kararı temelinde siyasi bir çözümü kabul etmeye zorlamaktır.Kanunun; Suriye ordusunda askeri fotoğrafçı olarak çalışan ve Suriye rejiminin sivillere karşı işlediği katliam, ihlal, insanlığa karşı suçları belgelemek üzere 50 binden fazla fotoğrafı Kongre'ye teslim eden bir kişiye atfen “Sezar” diye isimlendirildi. Bu şekilde Suriye'de Sezar Sivil Koruma Yasası 2019 yılında yürürlüğe girdi. Yaptırımların yürürlüğe girmesiyle ABD, yasanın Beşar Esad rejiminin askeri bir zafere ulaşmasını engellemeyi ve onu siyasi süreci kabul etmeye zorlamayı amaçladığını teyit etmektedir. Artı, siyasi bir çözüme ulaşmasını engelleyen ve barış umutlarını ciddi şekilde zarar veren, rejimin zulümler ve insan hakları ihlalleri işlemek için kullandığı, maddi kaynaktan ve destekten mahrum bırakmayı hedeflemektedir.
Devamla şöyle dedi: Yasa, Esad rejiminin bir seçenekle karşı karşıya olduğunu söylüyor. O da 2254 sayılı kararda belirtilen siyasi çözümü takip etmektir. Aksi takdirde ABD kendisini başka bir seçenekle karşı karşıya bırakacaktır. Rejime ve finansörlerine yaptırım uygulamanın önünü açacaktır. ABD Başkanı Donald Trump tarafından imzalanan ve Kongre tarafından onaylanan yasa, yeniden yapılanma yardımlarının dondurulmasını sağlamaktadır. Suriye rejimine ve onunla işbirliği yapan Rus ve İran dâhil olmak üzere şirketlere yaptırımlar uygulanacaktır.
Sezar Yasası, Suriye'de siyasi bir çözüm bulmaya çalışan tüm uluslararası yollara karşı veto yetkisini kullanarak, Rusya'nın Güvenlik Konseyi kararlarına karşı devam eden engelini aşmayı amaçlamaktadır. Esad rejimi için koruma sağlayan, tüm uluslararası girişim ve yolları altüst eden, içeriklerini boşaltıp atlatan ve askeri bir karar vermek için zaman kazanmak için yapılan oyunları boşa çıkarmaktır.
Aynı şekilde rejim ve müttefiklerinin çabaları, Suriye halkının iradesini kırmayı ve devrimlerini askeri olarak alt etmeyi başaramadı. Esad ve rejiminin bulunmadığı bir geçiş aşamasının varlığını öngören Güvenlik Konseyi Kararı 2254 uyarınca siyasi bir çözümü kabul etmeye zorlanacaklar. Sezar Yasası yankıları Rejim kontrolündeki bölgelerde ekonomik krize neden olduğu görünmeye başladı. Yasa, Esad rejimine yakın ve onun hayatta kalması için zemin sağlayan işadamları ve tüccarlar arasında bir korku ve endişe dalgası yarattı. Hiç şüphe yok ki, Sezar Sivil Koruma Yasası rejimi Rus, İranlı ve diğer müttefikleri tarafından sağlanan büyük bir destekten mahrum bırakmaya hizmet edecektir. Suriyelilere karşı savaşında kullandığı kaynakları kaybedecektir. Yasa askeri çözümü kalıcı olarak bozacak ve pusulayı Birleşmiş Milletler önderliğindeki siyasi sürece geri döndürecektir.
Suriye dosyasından sorumlu ABD elçisi James Jeffrey, müzakere yolunun hala mevcut olduğunu açıkça belirtti. Rejim katliam, tutuklamayı ve sınır dışı etmeyi bırakması durumunda Sezar Yasası askıya alınabilir. Tutuklular dosyasında pratik adımlar atıldı. Bu, yasayı Suriye'yi kurtarmak ve Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlayacak kapsamlı bir siyasi geçişe ulaşmak, rejim ve müttefiklerinin yok ettiklerini yeniden inşa etmek için uluslararası kararlara uygun olarak fiili bir siyasi çözüme doğru ilerlemek için gerçek bir fırsat haline getiriyor. Sezar Yasası'nın çıkarılmasının nedenlerden birde Suriye rejimin ekonomisinin çökmesine katkıda bulunması amaçlanmaktadır. Fakat rejimin ekonomik çöküşünün yegâne veya ana nedeni olduğunu iddia etmek, temelsizdir ve en basit ekonomik kurallarına da aykırıdır.
Konuşmasını sonlandırırken kanunun kendisiyle birlikte etkisiz, etkili kılan hükümler taşıdığını belirtti. Bunun uygulanmasına yönelik bir mekanizmanın olmaması ve uluslararası toplumun Suriye şehirlerini yok etmeye ve özgür sivilleri öldürmeye devam etmede Esad ve rejimine destek vermesi nedeniyle uygulanamadığını vurguladı.
