Esad Ailesinin Vatan Hırsızlığının 50. Yıldönümü!


 


Hafız Esad, 16 Kasım 1970 sabahı iktidarı ve ülkeyi ele almak için yol arkadaşlarına ve askeri ve mensup olduğu siyasi grubuna baskın düzenledi. Askeri ve siyasi yol arkadaşlarını baskı ve terör hapishanelerine yerleştirirken, sadece ölüp mezara defnedilecekleri gün buradan çıkabileceklerini de onlara taahhüt etti. 

Aynı fikirde olmadığı Baas partisine mensup kişileri ve tüm güce ve bir bütün olarak Suriye ulusuna sahip olmasını engelleyen herkesi tuzağa düşürmeyi başardı. Baskıcı güvenlik kariyerine devlet güvenlik çetesinin uygulamalarıyla başladı. Siyaseti toplumdan uzaklaştırarak kendisine ve yandaşlarına kapıları açtı. Gücün ve devletin üzerine kurulu olduğu güvenlik, ekonomi ve cambazlık siyasetinin bileşenlerini elinde tuttu. Sindirme ve korku kültürü sayesinde ağızlarını kapatmaları konusunda başarılı oldu. O’na karşı çıkmaya çalışan herkesi hapishanenin kalın duvarlarının arkasına göndermekte tereddüt etmedi. Siyasetin toplumdan bir bütün olarak kaldırılmasının yıkıntıları üzerine inşa edilmiş dar ve faydacı parti oluşumları içinde çerçevelenebilenleri çerçeveleme çabalarına ek olarak, sözde Ulusal İlerleme Cephesini kurdu. Artı, Suriye anayasasını kendi boyutuna ve ölçüsüne göre dayatarak, anayasaya ve herkesin söz ettiği sekizinci maddesine göre devleti ve toplumu sadece Baas Partisi yönetecekti. Böylece içindeki ana gövdenin bu ön oluşumdan ayrılmasına neden olan yanlış resmi cephe görüntüsünü sona erdirmek adına tanınmış ulusal figür Dr. Cemal El Atassi tarafından yönetilen Arap Sosyalist Birliği partisinin kurulmasına müsaade etti.

1067'de Golan ve Kuneytra'yı satmasıyla kararan siyah sayfasını aklamak için dramatik bir girişimde bulundu. Hafız Esad, 6 Ekim 1973 savaşı sırasında Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile anlaşarak popüler medya propagandası yaratmak istedi. Kaldı ki; 1973 savaşı  onun iddia ettiği gibi bir kurtuluş değil, bir tahrik savaşıydı. Nitekim Suriye sınırı boyunca İsrail'in güvenliğinin koruyucusu haline gelmesine yol açan 1974'te yapılan anlaşma bu gerçeği ortaya koymaktadır. Dahası Hafız Esad, Filistin devrimini durdurma ve 1975'te Lübnan'ın bir bütün olarak yıkılmasına yol açan ve Lübnan ve Filistin gerçekliğinin giderek daha fazla atomize olmasına neden olan bir Lübnan iç savaşına girme gibi şüpheli bir eyleme de imza atmıştır.

6 Ekim 1073 savaşı, yalnızca sistemin bölgesel ve uluslararası rehabilitasyonunu sağlamıştır. Artı, bu sahte savaş, muhaliflerini tasfiye etmesine, Suriye ulusunun tüm katmanlarına hakim olmasına, mallarını yağmalamasına ve koruyucuların koruyucusu, direniş ve çatışma kahramanı gibi görünmesine imkan verdi.

Başlattığı ıslahat hareketi, rejimi kendinden önceki Baas rejimlerinin, tüm toplumu otoriterliğin kendi kişisel ve mezhepsel çıkarlarına kanalize etme konusunda başaramadığı şeyi başardı. 1979-1982 yılları arasında aşırıcılığı ve Müslüman Kardeşleri ortadan kaldırma bahanesiyle biri Hama şehri olan birkaç kenti yok edip, hapishaneleri tutuklularla doldurmayı başardıktan sonra fikirlerini ve vizyonlarını dünyaya pazarlayabildi. Dahası; Marksist bir ideolojiden ya da Hıristiyan dininden olsalar bile, Müslüman Kardeşler İle ittifak kurdukları bahanesiyle tüm farklı siyasi güçleri hapishanelere doldurdu. 

Esadların baskısından yorulan muhalefeti toparlamak için Suriye'de birçok girişiminde bulunulduğu doğrudur. Böylece, beşten fazla ulusal demokratik partiyi içeren (Ulusal Demokratik Meclis) kuruldu. Ancak rejim yani mevcut çete, onlar hakkında izlenmeli, zulüm görmeli, baskı altında tutulmalı, hapsedilmeli ve günlük takip edilmelidirler kanısındadır. Duvarların bile kulakları olduğu söylendi. Nitekim politikacılar uyuşturucu imalatçıları ile aynı muameleye tutulur oldular. Hatta bundan daha riskli ve sonsuz derecede daha tehlikeli kabul edildiler.

Esad, kardeşi Rıfat Esad’ın, Ali Haydar’ın, Ali Duba’yın ve diğerlerinin temsil ettiği rejimin ana unsurları arasında yaşanan iç çatışmaları ortadan kaldırmayı başardı. Nitekim Esad, rejimini çöküşten korumak için Rıfat Esad'ı Fransa'ya sürmek durumunda kalmıştı.

Suriye toplumu sessizdi! Ancak bu mevcut rejimi reddeden bir sessizlikti. Esad ailesi tarafından gasp edilen, rehin alınan ve çalınan ülkesini dört gözle beklemeye devam ediyordu! Ancak uygulanan güvenlik baskısı, 10 Haziran 2000'de Hafız Esad'ın ölüp dünyadan göç etmesine kadar, insanları her türlü ciddi ve sonuç alıcı hareketten alıkoydu. Zorbanın gidişinin ardından birkaç saat içinde oğlu Beşar Esad'ın gelip bu haram mirasa konmasına rağmen, bazı insanlar iyi bir beklenti içindeydiler. Ancak, bundan sonra gelen sözde Şam Baharı, muhalefeti sürekli korku bariyerini aşma ve darboğazdan kurtulma girişimlerinde bulunmaya sevk etti. Derin güvenlikli devlet sistemi, insanların hayır umduğu muhalif siyasi forumları iptal ederek Şam Baharı'nın umutlarını ortadan kaldırmak için çarçabuk hareket ederek umutlar umutları yok etti.

Özgürlük ve haysiyet devrimi Mart 2011 ortalarında başlayana kadar, devrimin ışıkları kanatların arasında ışıldamaya devam etti. Bu zorba rejimi bir bütün olarak sarsan halkçı armağandı. Bu hareketlilik, çöken rejimi desteklemek için İran mollalar devletinin hızlanmasına yol açtı. Ve buna gerileyen Esad rejiminin dirilişini yeniden canlandırmak için gelen bir grup mezhepçi milis katıldı. Suriyelilerin kanı pahasına kendi çıkarlarına ulaşmak isteyen Rusya Devlet Başkanı Putin de bunlara zorunlu olarak katıldı.

Suriye halkının bu büyük devrimi, bu mücrim rejiminin işlevsel rolünün boyutunu ve hukuk devletinin yönetiminden sorumlu müttefikleri arasındaki yerini ve ayrıca Rus devleti nezdindeki değerini ortaya çıkarmıştır. Bu devrim, direniş sloganlarının arkasına saklanan tüm zalimleri ifşa etmiştir. Zalimlerin yanında yer alan tüm ulusal ve bölgesel siyasi güçlerin yalanını ayan beyan göstermiştir. Bu zalimler Suriye halkının kanının boşa akmasına ve sivil yapısının yıkılmasına neden oldular. Bu zalimler, Esad ailesiyle ittifak halinde Suriye ulusal yapısının tamamen çökmesine sebep oldular. Hala zalimane konumlarını sürdürmektedirler. Suriye ülkesini, toplumun servetini ve geleceğini gasp eden, rehin alan, yağmalayan ve çalıp çırpanlar bugün 50. Yılını doldurmaktadırlar!

 

 

Ahmed Mazhar Saadu

Siaysi Bölüm Başkanı 

 
Whatsapp