Türkiye’ye Karşı  


 

Dünya ülkeleri ilk kez bir hedef üzerinde toplandı.Türkiye’yle ekonomik olarak savaşmak, farklı yöntemlerle kuşatmak, gelişmesini ve ilerlemesini engellemek adına bir birliktelik oluşmuştur. Asıl hedef, Türkiye’nin büyük güçlerle rekabet edebilecek ve dünyanın belli başlı ülkeleri arasına girebilecek güce  ve yeteneklere  ulaşmasını, bağımsız ve özgür bir ülke olarak 2023 yılı hedeflerine ulaşmasını engellemektir. 

Önümüzdeki kısa bir sürede Türkiye yatırımlar için dünyanın en büyük güç merkezi olacaktır. Ülkesinin gelişmesini ve büyümesini isteyen Müslüman halklar arasında bir uyum, işbirliğiyle çalışma ve verimlilik için büyük fırsatlar olacaktır.

Türkiye, güvenliğini sağladıktan ve ekonomik ablukayı kırdıktan sonra saygın bir ülke olduğunu kanıtladığı için tüm ülkelerden farklı olacaktır.

Güçlü bir Türkiye, Avrupa’nın, Rusya’nın, İran’ın, Amerika Birleşik Devletleri’nin veya İsrail’in çıkarına zıt olduğu  için karşı çıkmaktadırlar.

 Türkiye ulaştığı başarıları büyük güçlerin saflarına taşımak için çok ciddi anlamda sessizce çalışmaktadır. Türkiye, ithal etmekten kurtulup ihracata geçiş  zaferini elde etmeyi hedeflemektedir. Dünya, Türkiye gibi Müslüman bir ülkenin süper güce dönüşmesini, ihracat ayrıcalıklarını tehdit etmesini ve küresel pazarlarda denge olmasını istemiyor.

Bugün Türkiye’nin milli güvenliği ve toprak bütünlüğü tehdit altındadır çünkü olayların gelişmesi Türkiye’yi bir dizi seçeneğin önüne koymuştur ya uluslararası toplumun kararını kabul edip müttefikleriyle ilişkilerini düşmanlarının istediği bir kıvama getirir ya da askeri ağırlığını koyup sınırlarını tehdit eden terör gruplarına karşı Suriye muhalif gruplarını silahlandırarak  muhaliflere askeri destek sağlayıp ulusal güvenliğini tehdit eden terör devlet kurma hayalinde olan terör unsurlarına göz açtırmayacaktır. 

ABD, yıllardır tekrarladığı insancıl, hak, adalet sloganlarına rağmen yaşadığı tecrübeyle hiçbir zaman halkların zafer kazanması için desteklememiş ve  yanlarında durmamıştır. Bugün Suriye’de mücrim Esad rejimiyle açıkça ittifak kurmak, onu pazarlamak ve 2021’deki sahte seçimlerde desteklemek için yine sahaya geri dönüyor. Beşar ölünceye kadar başkan olarak kalacak ve iktidarın dizginlerini Irak’taki Şii kalabalığa ve İranlı milislerin verdiği destek de sağlanacaktır. Ayrıca Amerika’nın hazırlamaya ve cilalamaya başladığı Beşar’ın oğlu Hafez’e yönetimin verilmesi sağlanacaktır.

Lübnan Hizbullahı ise terör gruplarını bölücü projelerinde açıkça desteklerken kısacası Esad’ın Suriye’ye ve Suriyelilere karşı işlediği tüm suçların ortağı ABD ve ek olarak  Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan’a yönelik savaşlarında İran’ı ve onun mezhepçi seferberliğini terörle savaş adı altında desteklemektedir. 

Bugün Türkiye, ABD-Rusya baskısı altındadır. ABD, Türk müttefikleri dahil herkesi kandırdı ve bu politikasını sürdürüyor. Ancak bugün ABD siyasetinde daha net hale gelmiş bölgedeki çatışma alanlarında kartını açık oynamaya başlamıştır. 

Batı, Amerika, Rusya ve İran ile birlikte tüm çabalarını Türk devletinin tüm ekonomik ve sosyal alanlardaki ilerlemesini yavaşlatmaya adadı. Bu yüzden Türkiye’yi ekonomik olarak abluka altına almak istediler. Türk ürünlerinin kalitesi ve ucuzluğu nedeniyle küresel pazarlarda rekabet gücünü kanıtlamış olan  mallarıyla mücadele etmek ve boykot etmek için nüfuzlarını, yeteneklerini ve ilişkilerini bu doğrultuda kullandılar. Türkiye, gücünü ve birliğini ispatlamıştır. 2016 yılında askeri darbe planını engelledi ve Erdoğan liderliği ile Türk halkının bütünlüğünü tüm dünyaya göstermiştir. Anayasanın değiştirilmesinde hükümetine verdiği destek Türkiye’nin güçlü bir ekonomisini ve her yerde süper güç olarak etkili varlığını sağlaması için peş peşe gelen başarılar olmuştur.

İnsani ve ahlaki durumları nedeniyle Batı Türkiye’yi cezalandırmak, kuşatmak ve Batı’ya bağımlı zayıf bir devlet olarak  sınırlandırmak istemektedir. Ya da gizlice/sinsice Suriyelilere, Türklere ve İslam’a karşı nefretlerinin açık bir ifadesidir bu.

Batı’nın hedefinde bazen terörizmle mücadele bahanesiyle bazen de İslami isimlerden ve hedeflerden uzaklaşma talepleriyle demokrasiyi de bahane girişimleriyle net hedefleri olan bir haçlı seferi vardır.

Bütün ülkeler  bu korona salgını yenmek için yoğun çaba göstermiştir. Türkiye devleti, hijyen malzemelerini sağlayarak salgının yayılmasını sınırlayan tüm tedbirleri de alarak halkın devletle uyumunu göstermiştir. Ve corona virüsü ile mücadelede başarılı olmuştur. Aynı zamanda Türk bilim adamları  laboratuvarlarda insanlığı virüsün yıkıcı tehlikelerinden kurtulmasını sağlayacak bir aşı bulmak için gece gündüz çalışıyorlar. Virüsün ikinci dalgasına maruz kalmasına rağmen Türkiye’de salgın gerilemeye başladı ve farklı çalışmalar neticesinde  muazzam gerileme olmuştur.Corona ile mücadele kapsamında Türkiye 150 ülkeye tıbbi malzeme  yardımında bulunmuştur. Buna rağmen dünya ülkeleri Türkiye’yi cezalandırmak istiyor.

Toplumların ve devletlerin gerçekliği Suriye devriminin başlamasıyla birlikte  Suriye devrimine karşı ittifakın sağlanmasıyla ortaya çıkmıştır. Suriye devrimine sağladığı destekten dolayı Batı, perde arkasında ve karanlık odalarda Türkiye’ye karşı durup Türkiye’nin hareketini ve hareket kabiliyetlerini kısıtlamak ve devrimin başarısına engelleyerek diktatörlerin iktidarda kalmasını sağladı.Bundan dolayı Türkiye abluka altında başta siyasi ve ekonomik olmak üzere hala bu kuşatma yürürlüktedir.Çünkü Türkiye, Suriye’nin bölünmesine karşı durdu, Suriye halkının yanında yer aldı ve Suriye halk devrimini destekledi.Anavatanlarından zorla yerlerinden edilen üç milyondan fazla Suriyeliyi kucakladı. Bundan dolayı sömürge ülkeleri onu cezalandırmak istedi ve Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için gizli planlar yapılmıştır. Kürt bölücü gruplar üzerinden Türkiye’ye karşı yıpratma, yıldırma  savaşlarıyla Türkiye’nin büyümesini  ekonomik ve siyasi istikrarını baltalayarak yükselişini ve süper güç olmasını sınırlamak amacıyla ekonomik olarak abluka altına alınmıştır. 

Türkiye, İsrail ile normalleşme talebinde Arap ülkelerinde olduğu gibi Amerikan iradesine boyun eğseydi Türk mallarına boykot  çağrısı yapan ülkeler Türkiye’yi desteklemek için yarışan ülkelerin ön saflarında bulurduk.

Türkiye, Suriye halk devrimine desteğini bırakırsa İsrail-Amerika’nın tasarladığı planını kabul ederse Rusya’nın sığınmacılara yönelik politikasını yani rejim bölgelerinin güvenli hale geldiği bahanesiyle zorla sığınmacıları Suriye’ye geri gönderilmesini kabul etse bütün ülkelerin Türkiye’yi desteklediğini ve Türkiye’nin önündeki bütün engellerin kaldırıldığını ilan ettiğini görürdünüz.

 
Whatsapp