Suriyeli tutuklular konusu ne zamana kadar ihmal edilecek?!


Görünüşe göre uluslararası toplum, Suriye halkının dostları, Suriye muhalefetinin tüm yelpazesi ve özellikle Suriye rejimi ve onun Rus ve İranlı müttefikleri, her dürüst Suriyelinin uykusunu bozan ve en önemli konulardan biri haline gelen tutuklular konusuna önem ve öncelik vermiyor gibi görünüyor. 600.000'den fazla Suriyeli, hesap veya denetim olmaksızın hiçbir vicdanı, ahlakı veya insani değerleri olmadan, hâlâ göz altında tutulmakta ve zorla hapsedilmektedir ve hiçbir uluslararası insani yardım kuruluşu, bu kötü şöhretli bodrum katlarına girip, insan dünyasının şaşkınlığı ve tüm uluslararası yasaların ve insan haklarının ihlalinin ortasında, bu kaybolan insanların kaderleri hakkında hiçbir bilgi alamıyor ve bu kayıp insanlar ilgili soru da soramıyor. Tutukluların ailelerinin, çocuklarının veya yakınlarının tutuklu hakkında hiçbir bilgi bilmiyorlar Suriyeli güvenlik makamlarının zaman zaman kendilerine verdikleri bazı bilgiler dışında, veya cezaevlerindeki ölülerin listelerini duyurduğunda, işkence altında şehit olanlar felç veya kalp krizi geçirdiğini diyerek liste halinde açıklıyorlar, herhangi bir doğruluk ve inandırıcılık olmamakta ve hatta herhangi bir ceset teslim edilmemektedir.

Esad hapishanelerine giren veya bu suç sisteminin yapısını ve bileşimini bilen, insan dünyasının daha önce hiç görmediği baskıcı koşullarda on binlerce hatta yüz binlerce ölüm yaşanmış olması, zalimlerin ellerinde olması şaşırtıcı olmayabilir. Ama buradaki en önemli şey, Suriye muhalefetinin ve Suriye halkının dostlarının bu büyüklükte, müstehcenlik, pislik ve insanlık dışı bir konuda, bu şüpheli ve garip sessizliği ve Suriye halkı bunu nedenleri ne olursa olsun anlayabilecek mi?

Suriye halkının trajedisinin büyük ve çok yönlü olması ve çeşitli acı yönleri taşımasında bir sakıncası yok, ancak Suriyeli tutuklular meselesi Suriye halkını en çok rahatsız eden konulardan biri haline geldiğine iki kişi farklı görüşler gösteremez, Hâlâ serbest olan ve bugüne kadar her türlü zulüm, öldürme, tutuklama ve işkenceyi uygulayan zorbanın hapishanelerinde bir veya daha fazla tutuklu bulunmayan hiçbir ev veya aile yoktur.

Suriye rejiminin sahip olduğu Suriye cezaevlerinin (insan mezbahalarının) olarak bilinen, 2011 yılında başlayan Suriye devriminin başlangıcından bu yana cezaevlerinde en az yüz bin kişinin öldürüldüğünü tahmin ediliyor. Bazı kaynaklar, ‘’Esad’’ cezaevlerindeki kurbanların yüzde 83'ünün önceden bir kararla tasfiye edilip öldürüldüğünü ve Mayıs 2013 ile Ekim 2015 arasında gözaltı merkezlerinde öldüğünü gösteriyor. Güvenilir hukuki raporlara göre, "Sadece Sednaya cezaevinde 30.000'den fazla tutuklu öldürüldü, bu konuda Suriye rejiminin tutukluluk merkezleri açısından ilk sırada yer aldı ve bu şekilde en kötü ve en korkunç cezaevlerinden olan Hava Kuvvetleri İstihbarat İdaresi'nin önüne geçti.

Ve hâlâ aileleri bazen kaderlerinden haberi olmayan işkence altına şehit olanları var ve bu, geçen Kasım ayında, gözaltı merkezlerinde işkence nedeniyle öldürülme vakaları bilindiğinde, biri dört yıldır tutuklu olan Daraa kırsalındaki Samad kasabasından, diğeri ise Al-Gariya Al-Şarkıya, iki yıl tutuklandıktan sonra yine Daraa kırsalındandır.

Uluslararası Af Örgütü bir raporda, "Hükümet muhalefeti bastırmak için işkence ve zorla kaybetmeleri kullandı, ancak 2011'den beri Suriye hükümetinin mahkumlara yönelik ihlalleri çok daha şiddetli ve sert hale geldi" diyor. İnsan haklarını savunmak için "İnsan Hakları İzleme Analizi Grubu" tarafından hazırlanan bir rapor, Mart 2011 ile Aralık 2015 arasında Suriye'deki cezaevlerinde 17.723 kişinin öldürüldüğünü belirtti.

Suriyeliler, tutukluların gerçekliğinin ve işkence gören şehit sayısının bazı insani yardım kuruluşlarının söylediğinden çok daha fazla olduğuna inanıyor ve bunun nedeni, bu kuruluşların katı ve özel belgesel koşullara bel bağlamaları ve bu şartların yerine getirilmesindeki güçlük nedeniyle on binlerce Suriyeli ailenin bu şartların yerine getirmedi. Hapishanelerin niteliği ve bunu kontrol etmeye çalışan Esad güvenlik sisteminin yapısı göz önüne alındığında (Sezar) skandalı bir daha tekrarlanmasın istiyor. Çünkü o zamanlarda Beşar Esad hapishanelerinde trajedinin ve hapishanelerindeki sistematik cinayetleri ortaya çıkarıldı.

Tutuklular meselesi asla sessiz olunmayacak konulardan biri olmaya devam ediyor, aksine sorumluluk öncelikle Suriye muhalefetine ait. Ardından Suriye halkının tüm dostları ve daha sonra (uluslararası toplum) rafa bırakılmaması gereken gerçek ve acil önemli bir meseledir. Suriyeliler olarak, (medeni dünyadan) gelen mutlak ve anlaşılmaz bir sessizlik karşısında, mücrim Esad rejiminin zaman zaman göstermek istediği işkence altındaki ölenlerin yeni şehit listelerini bekliyoruz.

 

 

Ahmed Mazhar Saadu

Siyasi Bölüm Başkanı

Whatsapp