Suriye devrimi devam etmek için doğdu


 

Suriye devriminin on birinci yıldönümündeki siyasi sahnesinde zaman zaman iyimserlik yaratan diğer zamanlarda ise acı ve kalp kırıklığı yaratan çeşitli gölgeler oluşuyordu. Bununla birlikte, devrimin başlamasından tam on yıl sonra, halihazırdaki Suriye gerçeği, Özgürlük ve Onur Devrimi, Suriye halkı Mart 2011 ortasında hareket ettiği tüm amaç ve hedeflere asla geri dönülmediğini açıkça göstermektedir. Devrim, Beşar Esad'ın ve onun suçlu kohortlarının iktidarda kalma olasılığına ve tüm Suriye vatanının kaçırılmasına ilişkin tüm ipuçlarından tamamen koptuğunu duyurdu. Öyle görünüyor ki, hala açık ve güvenilir bir şekilde söylüyoruz ve Suriye devriminin oğlu merhum Dr. Hassan Abbas'ın ayrılmadan önce söylediklerini tekrarlıyoruz. Ama bu işsiz beklemek anlamına mı geliyor? Ve bu, Suriye'nin tüm özlemlerini saf bir içsel olarak yerine getirmesini sağlamak için gerçekçi ve öznel bir yetenek olmadan dış eyleme ve kural, tahakküm ve istila altında kaybedilen özgürlük ve haysiyet için fedakarlık yapan ve hala bu insanların sabrına güvenmek anlamına mı geliyor? çetelerin, mezhepçi güvenlik devletinin ve büyük Esad ailesinin ve ardından varisinin işlevsel rolü.

 

Ne isterseniz söyleyin, onu istediğiniz gibi eleştirin. Galileo Galilei'nin korkmuş olanlarına söylediklerini taklit ederek, onu aldatın, kandırın, altından geçin, ayaklarının altını kazın, boyayın, hitap edin, ne isterseniz yapın ancak... Suriye devrimi kalır ve başlangıçta halkının istediği şeye ulaşana kadar kalacaktır:

Rasyonel saha operasyonu konusunda, on yıl sonra birçok sınırlamayı göz önünde bulundurmalıyız. Birincisi, ulusal arenadaki ulusal ideolojilere ve ideolojilere bağlı olan birçok kişiyi tamamen devirmeden, ulusal kimliğe ve Suriye vatandaşına odaklanmamak.

Ciddi çalışmanın yanı sıra  Suriye devriminin siyasî söylemini ve tüm muhalefet yelpazesini ve yelpazenin her  renginde  devrim güçlerinin ulusal, kapsayıcı ve Suriye söylemini mükemmel bir şekilde yapmak adaletsizlikten uzak onurlu, özgür bir yaşam tüm Suriyelilerin geleceğini şekillendirmek  için üzerinde mutabık kalınan bir Suriye ulusal sözleşmesinin yeniden oluşturulmasının önemine pratik vurgudur.

Evet o, herhangi bir sarkma ile lekelenmeyen bir  gerçektir. Bir milyondan fazla şehidin kanını simüle eden son sözdür. Tarih boyunca devrimlerin bilimsel gerçeğidir. Aynı zamanda Suriye halkının hâlâ yaşadığı acıların ürünü ve sözün tereyağıdır.

Burada; Arapların İslam'ın öznesi olduğu temelinde, Arabizm ile İslam arasında gerçek eklemleşmiş bir diyalektik ilişki kuran, ulusal,uyumlu, belgelerin üretimi ve uygulanmasından vizyon ve düşünme açısından bakıldığında çok uzak görünmüyoruz.. .

Ne kadar önemli olursa olsun, herhangi bir bilişsel ve yaşam sistemi içinde diyalog ilkesinin ötesine geçmeden, fakat ilkeyi sonuna kadar yaygınlaştırarak ve teşvik ederek, suriyelilerin tüm etnik kökenlerini ve mezhepleri arasındaki Suriye ulusal bağlamlarının  günlük olarak bir arada yaşama durumu olması için.

Suriyelilerin tüm bölgelerde ulaştığı koşulların nesnel bir bakış açısıyla, hiç kimseyi dışlamayan ve Suriye'nin  kimliğiyle çelişmeyen kapsayıcı bir Suriye ulusal girişiminin yeniden başlatılması gerektiğine dikkat edilmelidir. Bu durum, özgürlük ve haysiyet için bir devrim niteliği taşımalıdır. Bütün bunları bugün söylüyoruz,ve Suriyeliler dünyanın tüm bölgelerine zorla göç ettirilirken,durumun vehametinin ve yaşanılan kayıpların farkındayız. Böylece acı gerçeklik ondan daha acı hale geldi. Bilimsel keşif çalışmaları, yerinden edilmiş çocukların ve gençlerin, Asad ve  onun  paralı  askerleri hayatta oldğu  sürece ışığında   vatana geri dönmeyi kabul etmediklerini gösteriyor.

Uluslararası"Çocukları Kurtarın"örgütü ister Suriye içinde yerinden edilmiş ister komşu ülkelerde yani Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Hollandadaki mülteciler olsun, 1900 çocuk ve bakıcıları üzerinde bir anket yaptı.Mülteci çocukların yüzde 86' sının Suriye'ye dönmek istemediği ülke içinde yerinden edilmiş üç çocuktan birinin ise başka bir ülkede yaşamayı tercih ettiği tespit edildi. Bu Suriyeli kuşakların Esadin  tirandaki varligi Suriye sınırları içerisinde güven endişesi oluşturuyor.

Tüm bu korkutucu gerçeğe rağmen  Suriyeliler, Suriye halkının devriminden 10 yıl sonra Esad rejimini, kimyasal rejimi devirme hedefini Dünya devletlerinin yanından çekilse bilse asla geri döndürülemeyeceğini ve Dünya devletlerinin iradesiyle değil Allahını iradesiyle bu zulümden kurtuluşa ereceklerini belirtiyorlar. Er yada geç bu zulüm bitecek Suriye muhakkak özgür kalacak.

 

 

Ahmed Mazhar Saadu

Siyaset Bölüm Başkanı 

 

 

Whatsapp