Beni Filistin'e götürün



 

bize rehberlik eden ve bizim  pusulamız olan filistin , her zaman var olan ve onun yüce ve  kudretli halkı  , gaspçı Siyonist işgalin mücadelesinde ve  direnişinde bir örnek ve yol gösterici kalacaktır.  Tüm Araplar ve Müslümanlar için ilk Kıble olan Kudüs , bugün tekrar olay sahnesinin başında yer alıyor.El Aksa'nın yeniden  ayaklanması, tiranlara karşı mücadelenin  İster İsrailli ister diktatör yöneticiler ve suç çeteleri olsun, zorbalar ve tecavüzcülerle mücadelenin yeni bir aşamasının özelliklerini ortaya koyuyor. Esad ailesinin  ve Suriye vatanını gasp eden güvenlik güçlerinin, ülkeyi ve halkı ezmesi gibi… 

Evet,  Pusulayı asıl  yerine yerleştirmesi   için  Filistin halkının devrimi, Şeyh Cerrah mahallesinin devrimi yeniden  alevlendi.. Siyonistlerden Esad'a, İranlı ve Rus işgalcilere kadar her işgale karşı direnmek. Kudüs'teki Ribat toprakları, Araplar ve Müslümanlar  olarak hepimizi uyandıracak. Tecavüzcünün , düşmanın halklarımız ve ülkelerimiz için bir olduğunudan , işgal altındaki Kudüs'te olup bitenlerin yankısını ve acısını  duyuyoruz. İdlib'de, Halep'te ve Suriye'nin tamamında, Beyt El-Makdis'te hatta tüm Arap ve Müslüman ülkelerinde halkımıza uygulanan tüm bu zulümlerden  dikkati başka yöne çekmek artık makul ve kabul edilebilir değil.

Suriye'deki Özgürlük ve Onur Devrimi, Kudüs Devrimi'nin ve Tüm Filistin Devriminin buluşma  noktasıydı ve ne  zamanki  Dera’ devrimcileri ile Merce ve Emevî devrimcileri Suriye'de  devrimi  gerçekleştirdiklerinde Filistin devriminin bir yankısı oldu.

Kudüs'e giden yolun İdlib, Humus, Halep ve Hama'nın  yıkılmasından Suçlu olan Esed rejiminden  kurtulmadan ve  Şam'ı onlardan kurtarmadan   Filistin veya Golan topraklarını kurtarmak mümkün değildir.

Bu da Suriye ve Filistin halkının ifşa ettiği büyük yalanı hala sürdürüyorlar. Suriye devrimi, Filistin ve Kutsal Kudüs'ü özgürleştirmeye geldiklerini iddia edenlerin gerçek  yüzünü  ortaya çıkardı. Onlar  her zaman iktidarda kalmak için (milli olmayan) ordularını kuruyor, mezhep eğilimleriyle vatana tecavüz edip gasp ediyorlar  . zaman zaman Fars imparatorluğun  projesine ve  bazen Rus çıkarlarına vatanı satıyorlar. İşgal hırslarının ardından Suriyeli seçkinler . yol kenarında Farslara  ve Ruslara satılıyor.

Bugün büyük Filistin halkının Siyonist işgal güçlerine çıplak göğsüyle direnişine şahit oluyoruz, Çünkü bu hepimize sorumluluklarımızı hatırlatıyor . Tüm  mütevazi  imkanlarına rağmen bu mücadeleci halk  ve onun mukaddes toprağı  , tüm Arap ve Müslüman ülkelerinin rejimlerini utandırıyor. Sınırlı  imkanlarıyla, baskı, tiranlık ve sömürge işgalinin tüm ordularına direnmek için tek başına topraklarını savunuyor  . Bugün Kudüs'ün güçlü insanlarından ve direnişçilerinden   ilham alıyoruz. Kendimizi Suriyeliler olarak Esad işgalcisine karşı çıkmak ve direnmek konusunda daha ısrarcı buluyoruz, çünkü Filistin'e geden yol, sadece Şam'dan zorbaları süpürmekle olacak. ve tüm Arap zorbalarına karşı, Filistin'in varış noktası olacak  çünkü  onlar   gerçek pusulaya sahip oldukları   için,  bunu  bazı uzmanlar  kavrasa da kavramasa da bunun  için   çalışmış  olsun ya da olmasın,   çünkü  Kudüs'e Şam'a Halep'e giden  özgürlüğün yolu   birdir.

Devrimler   özgürlük  için  birdir. Hepsi özgürlüğe  ulaşmak ve  işgalleri ve zorbaları ortadan kaldırmak  içindir . öyleydi ve hala da öyle devam ediyor. Öyle görünüyor ki, El-Aksa İntifadası'nın genç erkek ve kadınlarının Suriye devrimi bayrağını benimsemeleri doğru yolu gösteriyor ve Suriye devriminde değer modelini bulamayan Filistinli grupların tüm kayıplarının üstesinden geliyor gibi görünüyor. Doğduğumuz ve ona karşı (nesiller olarak) yetiştirdiğimiz Filistin devrimi fikrini karşılayan ve içinde bizim davamızdan başka bir şey bulmadık.

Bugünlerde Kudüs'te olanlar, Siyonist işgalin direklerini sarsacak ve Filistin topraklarını gasp eden işgalciler  ile normalleşmenin büyük bir günah olduğunu tüm dünyaya gösterecek bir devrim ve yeni bir çağdaş ayaklanma öngörüyor. 

Bu normalleşme, meyve vermeyecek, aksine tarih onu ortaya çıkaracak ve onu üstlenenleri  ya da onun harap yollarına  katkıda bulunanlaların     hepsini birlikte  tarihin çöplüğüne  atacaktır.

 Kudüs'te ile  Filistin'deki özgürlük ve haysiyet devrimi,  Filstinin   her yerinde "muzaffer Filistin devrimi" olarak kalacak .Arap Baharı'nda da  ışıldayan ve yakıcı işaretler olarak  kalacak. Içimizde  Filistin'deki devrimin tohumları ve bayrakları olduğu sürece ,Suriye ve Arap dünyasının her yerinde,on yıl önce Arap Baharı'nın birbirini izleyen dalgalarında tiranlığa karşı yükselen devrimin alevi olarak   kalacak. Halkların devrimleri, burada veya orada duraksamalarına ve aksamalarına bakılmaksızın zafer kazanacak, çünkü  Yüce Allah  mazlum halkların yanındadır ve adaletsizliği hiçbir şekilde kabul etmez ve bugün mazlum halklar, zorbalığa karşı zafere kadar Kudüs halkından ve Kutsal Beytu'l Makdis bölgelerinden özgürlük ve haysiyet derslerini yeniden öğrenirler.

 

 

Ahmed Mazhar Saadu

Whatsapp