Türk hükümetinin yakın zamanda yaptığı resmi açıklama (gönüllü geri dönüş) projesi kapsamında, Türkiye'de bulunan ve Suriye rejiminin kontrolü dışında yaklaşık bir milyon Suriyeli mültecinin Suriye’nin küzeyine geri dönmesi için geniş bir kesim bir araya geldi. Işrak, Suriyeli akademisyen Dr. Muhammad Marvan Al-hatib'e bu önemli konuyla ilgili bazı sorular sordu. Işrak gazetesinin dediği gibi.
Türk hükümetinin yaklaşık bir milyon Suriyeli için bir proje (gönüllü geri dönüş) açıklamasının ardından bu projeyi nasıl görüyorsunuz?
_" Gönüllü geri dönüşü ilan etme projesi başlı başına asil bir hedeftir,Suriye davasına hizmet eder,en azından siyasi bir çözüme ulaştıktan sonra şehirlerimize ve evlerimize dönüşün gerçekten gönüllü ve güvenli hale getireceğini ummuştuk.
Proje başarılı olabilir mi ve araçları nelerdir? Seçim öncesi siyasi pazar kapsamına giriyor mu?
Sonuçta en azından başaracağı şey, Türkiye'de bu sıfatla muamele görmeyen Suriyeli sığınmacıların varlık belgelerini, Türk hükümetinin ortaya koyduğu mekanizmalar aracılığıyla siyasi arenadan geri çekmektir. Suriye'nin kuzeyindeki bölgelerde Esad çetelerinin kontrolü dışında kalan nüfus merkezleri, altyapı geliştirme çalışmaları ile birlikte.
Suriyeliler için iş olanakları yaratılması, yaklaşan Türkiye seçimlerinde rakip partiler arasında Suriyeli mülteci belgesinin siyasi arenadan kısmen çekilmesine yol açacaktır.; Çünkü sonuçta Türkiye'deki Suriyeli mülteci sayısının en fazla üçte biri geri dönüş yapacaktır."
Suriyeliler ve Türkler için artılarını ve eksilerini nasıl görüyorsunuz؟
Suriyelilerin büyük çoğunluğu ve kuzey Suriye'deki durumla ilgili bilgilerime göre;
Özellikle Türkiye'de yaşam maliyetlerini artıran ekonomik baskılar nedeniyle,güvence altına alınmak,Türkiye'de kalkmaktan daha iyi olacaktır.
Ayrıca iş imkanı sağlanırsa, özellikle Türk işverenler aracılığıyla gerçekleştirilen istismar olayını sona erdirmekle birlikte aynı zamanda iki sorunu da gündeme getirmektedir, birincisi demografik değişim konusudur.
Böylece, yerinden edilmiş olduğumuz bölgelere geri dönüşün imkansızlığı, ikincisi ise uzun yıllardır devam eden bölünme durumunu tesis etmek ve Suriye meselesine öngörülebilir ufukta bir çözüm getirmemektir.
Türklere gelince, Suriye varlığının, destekleyici taraflar aracılığıyla Suriyelilere akan para yoluyla birçok Türk şehrinde ekonomik hayatın hareketlenmesine katkıda bulunduğunu ve Türk işgücünde, sanayi ve zanaat için ucuz işgücünün sağlanmasına yol açtığını düşünüyorum.
Tek olumlu yanı, Suriyeli mültecilerin sığınak olarak varlığı meselesinin Türkiye ekonomisinin sorunları üzerinde askıya alınması ve böylece sorunların gerçek çözümüne hazırlanmak için ciddi bir gerçek arayışının başlaması olacaktır .
İşrak