DİJİTAL ÇAĞ VE DÖNÜŞEN DÜNYA ‘’5’’ DİJİTALLEŞMENİN GETİRDİĞİ İMKÂNLAR VE SORUNLAR


 

 

Dijitalleşme, toplumlara pek çok imkân sunduğu gibi çeşitli sorunları da içinde barındırmaktadır. Ancak süreci doğru anlamak ve gereken adımları yerli yerinde atmak, dijitalleşmenin karşımıza çıkaracağı sorunları minimize etmekle birlikte elde edilecek faydayı da arttıracaktır. Bu sebeple dijitalleşmenin eksi ve artılarını, karşılaşılması muhtemel sorunların kaynaklarını doğru tespit etmek gerekmektedir.

Dijitalleşmenin katkıda bulunduğu en önemli alanlardan biri de ölçme ve değerlendirme uygulamalarıdır. Ölçme ve değerlendirme, yönetim konusunda kurumları rahatlatan ve güçlü bir yönetim mekanizmasının inşasına katkıda bulunan önemli bir alandır. Peter Drucker’a atfedilen “ölçemezsen yönetemezsin” sözü burada anlam bulmaktadır. Hâlbuki çoğu şirket ve sivil toplum kurumu, geleneksel yapıdan gelen birtakım alışkanlıklarında muhafazakâr davranarak ölçme ve değerlendirmeyi küçümsemektedir. Ancak ölçme ve değerlendirme, verimlilik artışı sağlayacağı gibi zaman kayıplarının da önüne geçerek ilgilenilmesi gereken başka işlere yoğunlaşma imkânı tanıyacaktır.

Şirketler gibi sivil toplum yapıları da dış dünyaya açık olduğu sürece hızlı bir sıçrayış gösterebilir ve bu süreçte yetkin insanlarla çalışıldığı takdirde dijitalleşmeyi kendi yapılarına uyumlu bir şekilde adapte edebilirler. Muhatap olunan kitle hakkında ne kadar çok bilgi öğrenilirse o kadar doğru bir tutum alınabilir ve ilişkiler o kadar değerli hale gelir. Dolayısıyla dijitalleşme, insan kaynakları ve hedef kitle konusunda da doğru adımların atılmasına katkıda bulunmaktadır.

Dijitalleşme ve bilişim sektörü insanlara fırsat eşitliği sağlamaktadır. Bir dağ köyünde bile fikri, projesi hatta ürünü olan biri bunu tüm dünyaya pazarlayabilmektedir. Bu yönüyle bilişim sektörü herkese fırsat eşitliği sunmaktadır. Bir şeyler yapmak veya başarmak için Silikon Vadisi’nde bulunmaya gerek yoktur. İnternetin ve dijital ortamın olduğu her yerde herkes aynı imkana sahiptir. 

Dijitalleşme, pek çok alanla birlikte dinî ve manevi değerlerin yaygınlaştırılması ve paylaşımı açısından da önemli imkânlar sunmaktadır. Sosyal ağlarda yayınlanan videolar, önemli bir tebliğ aracı haline gelmiştir. E-kitapların yaygınlaşması, dinî bilginin üretim maliyetini düşürdüğü gibi bunun daha geniş kitlelere daha kolay ve uygun maliyetle iletilmesine de imkân vermektedir. Ancak her alanda olduğu gibi dinî alanda da hurafenin ve radikal eğilimlerin yaygınlaşabildiğini görüyoruz. Din bezirganlarının batılı hakikat gibi lanse etmesine meydan vermemek adına sahih dinî anlayışın hakimiyet kazanacağı, yeri geldiğinde sunulan bilgilerin doğruluğunun “kontrol” edilebileceği bir mekanizmanın inşası noktasında yapay zekâdan istifade etmemiz gerekiyor.

Dijital dönüşüm aynı zamanda çevrenin korunması, enerji verimliliği, sürdürülebilirlik gibi alanlarda da fayda sağlamaktadır. Bürokraside veya özel sektörde pek çok belge için kâğıt baskı zorunluluğunun kaldırılması ve dijital versiyonunun geçerli kabul edilmesi, ormanların korunmasına katkı sunmaktadır. Basılı mektuplar yerine e-postaların yaygınlaşması da benzeri bir etkide bulunmaktadır.

Korkular ve Sorunlar

“Bilenler yol alır, bilmeyenler korkar.” İnsanoğlu, bilmediği şeylerden korkmaya meyillidir. Her bilinmezliğin bizi korkutması gibi dijital dünya da bazen bilgisizlik nedeniyle endişe verebilmektedir. Nitekim Rabbimiz Zümer Suresi’nin 9. ayet-i kerimesinde “…hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl iz‘an sahipleri bunu anlar.” buyurmaktadır. Ancak bilgisizliğin ötesinde dijital dünyanın, kendinden kaynaklanan birtakım sorunları olduğu da yok sayılamaz.

Olumlu bir dönüşüm sürecinden toplumun büyük bir kısmı fayda sağlasa da bundan zarar gören kesimler de olabilmektedir. Örneğin, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte birçok sanayi şirketi dönüşüme uyum sağlayamadığından yok olmuştur. Bunun en bariz örneği ise bir zamanların güçlü teknoloji şirketlerinden biri olan Kodak firmasının çöküşüdür. Çağın en güçlü fotoğraf makinelerini üreterek dünya çapında haklı bir ün kazanan Kodak firması, dijital teknoloji çağının gerekliliklerini karşılayamadığından kendi sonunu hazırlamıştır. Kodak ve benzeri firmalar, dijital dönüşüm aşamasında yetersiz kalmış ve kendilerini yenileyemediklerinden yok olmuştur. Bir diğer örnek ise Nokia’nın yaşadığı çöküştür. 2000’li yılların başlarında çıkardığı telefonlarla satış rekorları kıran ve farklı modelleri ile büyük ilgi gören Nokia da Kodak’ın yaşadığına benzer sorunlar yaşamıştır. Müşteri kitlesinin beklentilerini karşılayamayan ve mevcut dijital şartları doğru okuyamayan firma, yaptığı stratejik hatalarla düşüşten kurtulamamış ve büyük maddi kayıplar yaşamıştır.

Yirminci asrın son çeyreğinde sahneye çıkan ve 21. yüzyılın başlarında yaygınlaşmaya başlayan internet ise bilinçsiz toplumlar için son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Bir yandan bilgiye ulaşmada önemli bir avantaj sağlarken öte yandan tam anlamıyla denetimini mümkün kılacak bir hukuki altyapıya sahip olmamasından dolayı ulusal kültürler açısından büyük bir tehdit unsuru haline gelebilmektedir.

Dijitalleşme olgusu, kurumlar ve bireyler için yeni güvenlik tehditlerini de beraberinde getirmektedir. Covid-19 süreci ile siber suçlarda yüzde 300 civarında bir artış söz konusudur. Bu gerçeklik, özellikle kurumların ve devletlerin siber güvenlik alanına daha fazla yatırım yapmasına sebep olmuştur. Zira büyük bir veri akışının yaşandığı dijital dünyada elde edilen verilerin güvenliğinin sağlanması, dijital platformların kullanıcılarının ve hedef kitlesinin güvenini de sağlamak açısından önemlidir. Bu yüzden anti-hacking uygulamaları ve etik hackerlik gibi meslekler yaygınlık kazanmış ve son olarak ülkemizde de bu istihdam alanına mesleki standart getirilmiştir.

Sosyal ağların yaygınlaşması ile birlikte gündemimizde sıkça yer tutan kavramlardan biri de manipülasyondur. İnsanların fikirlerini şekillendirmek ve algılarını yönlendirmek konusunda sosyal ağlardaki manipülatif eylemlerin etkisi oldukça büyüktür. Sosyal medyadaki algoritmaların etkisiyle insanlar kendi akvaryumlarının dışına çıkamamakta ve yer yer saldırganlaşmaktadır. Bu eylemlerin insanlar üzerindeki etkisi o kadar büyüktür ki Twitter’da bir şey TT olduğunda veya çok fazla kullanıcı tarafından paylaşıldığında, o şey hakikat sanılmaktadır. Ancak tam da burada Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şu buyruğu akıldan çıkarılmamalıdır: “Kişinin her duyduğunu aktarması ona yalan olarak yeter!” (Müslim, Mukaddime 5) 

Her zaman diliminde olduğu gibi bugün de doğru bilgiye, ekmek gibi ihtiyacımız var. Epistemolojinin konusu olan doğru bilgiye ve doğru bilginin kaynağına insanlık her dönemde ulaşmaya çalışmıştır. Rabbimiz Hucurat Suresi’nde “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın” der. Bizler bu yetkinlikte olmalıyız. Bilgiyi teyit eden, manipülasyona kapılmayan ve doğru bilgiye güvenen. “Ve hakkında kesin bilgi sahibi olmadığı şeyin peşine düşmeyen (isra-36)”

Dijital dünya, insan ilişkilerini de şekillendirmekte ve hatta sığlaştırmaktadır. Akşamları iş veya okul dönüşü toplu ulaşım araçlarında yan yana oturan kişiler birbirleriyle selamlaşmak yerine akıllı telefonlarına odaklanmakta ve kalabalık içinde yalnızlık yaşamaktadır. Benzer bir durum aile içinde de yaşanmakta ve aynı evdeki kişilerin birlikte geçirdiği kaliteli vakit oldukça azalmaktadır.

Dijital dünya sayesinde sanal arkadaşlıkların ve tanıdık insan sayısının arttığı söylense de bu durum, dost ve arkadaş çevremizin genişlediği anlamına gelmemektedir. Nitekim sosyal medya ağlarının çoğu birbiri ile etkileşim kuran insanları artık arkadaş olarak nitelemek yerine takipçi ifadesini kullanmaktadır. Zira geçmişte geleneksel ilişki alanlarımızda beş-altı yakın arkadaş veya dostumuz varken şimdilerde her birimizin yüzlerce/binlerce arkadaşı veya takipçisi bulunmaktadır. Ancak bu ilişki tarzı şu soruyu akla getirmektedir: Bir sorunla karşılaştığınızda sanaldaki arkadaşlarınız veya takipçileriniz yardımınıza koşar mı?


 

TURGAY ALDEMİR

Türk Düşünür – Yazar

Whatsapp