Suriye’deki İnsan Hakları En Büyük İhlaldir


 

Suriye'de insan hakları Esad faşistinin elinde, Suriyelilere karşı ve onu destekleyen Ruslara İranlılara ve mezhepçi milislere karşı savaşını kaybediyor. Suriye coğrafyasının tamamında cinayet, baskı, yolsuzluk ve yolsuzluklara yol açıyor. Öyle ki Suriye, insan hakları açısından dünyanın en kötü yeri ve yasal özgürlükler listesinin en alt sıralarında yer aldı. Beşar Esad rejiminin kontrolü altındaki bölgelerdeki Suriye gerçeğinin değerler, haklar ve yasaları olan bu ülkelerle hiçbir ilgisi yok. 

Hafız Esed 16 Kasım 1970 sabahı meşhur darbesiyle Suriye anavatanını kaçırdığından beri Esed çetesi rejimi, kendisine karşı koyma cesareti olan herkesi ortadan kaldırmayı ve hapishanelerinde tutmayı başarmıştır. Unutulma ve iptal dünyası ve bu zalim güvenlik rejimi ortalığı kasıp kavurmaya, yağmalamaya, öldürmeye ve tutuklamaya başladı. Çetelerinin mekanizmaları, baskı ve yağma araçları, kendisinden sonra oğlunun gücü bağlamında sınıflandırılmazlar. Amerikalıların, babasının ve baskıcı rejiminin uyguladıklarını uygulamak için açık bir onaydan sonra, siyaseti ve toplumu ortadan kaldırdı. Suriye vatanını çete tarafından kontrol edilen bir potaya çevirdi. Bu çetenin çıkarı doğrultusunda kriminal rejimin işlevsel rolünden yola çıkarak, Lübnanlılara yaptığından daha fazlasını yaptığı gibi -Filistinlileri ve Suriyelilere yaptıklarından bahsetmiyorum bile- Iraklıları öldürdü. İranlıları ve Rusları getirdikten sonra egemenliği ve hiçbir karar gücü olmayan zalim vatanın kaynaklarını, servetini ve kurumlarını Esad rejiminin şebihası arasında paylaştı. Hala Suriye'nin kuzeyine zorla göç ettirilen Suriye halkına yönelik Esad katliamını sürdürüyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ihlalleri devam etmekte, uluslararası toplum susmakta, ihlallerin sonuçlarını izlemekte ve tek kelime etmemektedir. Bu cani rejim, Siyonist varlığın güvenliğini garanti altına aldığı, koruduğu, büyük ülkelerin çıkarlarını ihlal etmediği ve İsrail'in Suriye coğrafyasındaki birçok yeri bombalamasına katlandığı sürece, onun için önemli olan rejimin, onun otorite kurumlarının ve sistematik yağma araçlarının varlığını sürdürmesidir.

Suriye gerçeğini çarpıtmak ve insan hakları gerçeğini en iyi şekilde ortaya koyan raporlar yayınlamak için bazı BM uzmanlarına veya onun kurum ve kuruluşlarına bağlı kişilere rüşvet vermeye başlayan da odur. Belaruslu uluslararası uzman (Bayan Dohan) tarafından yakın zamanda yayınlanan ve Suriye'de olanları haklı çıkaran bir raporda olduğu gibi, son zamanlarda Esad rejiminin baskı altına alması sonucunda Suriyelilerin acı gerçeğini, bazı Avrupalıları motive eden Esadcıların tüm insan hakları ihlallerini unutarak Suriye muhalefetini ve yabancı ülkeleri kabul edenleri suçluyorlar. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu uzmanın öne çıkarmaya çalıştığı safsataların büyüklüğünü ve ciddiyetini hisseden bir açıklama yaparak, "(Bayan Dohan'ın) sonuca vardığı metodolojiyi sorguluyor." Açıklamada, Alman hükümetinin, özel raportörün Suriye'deki insan hakları üzerindeki etkisine ilişkin "herhangi bir izlenimi ve herhangi bir metodolojinin yardımıyla vardığı sonuçlara ulaşamadığı" belirtildi. Suriye'deki feci durumun sorumluluğunu Esad rejimi üstleniyor" dedi. Rejimin "kendi halkına karşı acımasız bir savaş yürütmeye devam ediyor, sürekli insan hakları ihlalleri yapıyor ve çatışmaya herhangi bir siyasi çözüm bulunmasını engelliyor” diyerek, “rejim ve Rusya gibi destekçileri, ülkede yaşanan acılar için Avrupa Birliği yaptırımlarını suçlamaya devam ediyor” dedi. 

Bunun ileride kendisi için dış dünya ile ciddi bir kriz oluşturabileceği, rejimin ve yandaşlarının ihlalleri gizleme çabalarından anlaşılıyor ki, bu durum gelecekte kendisi için dış dünyayla ciddi bir kriz oluşturabilecek. Bu yolla gerçekleştirilen rehabilite çabalarında yeri olmayacaktır. Bazı Arap ve bölge ülkeleri, bu yüzden bu uzmana rüşvet ödüyor ve diğerlerinin gözünde gerçekleri değiştirmek için çaresiz bir girişimde bulunuyor. Halkına karşı kimyasal silah kullanan ve suçuyla ilgili tüm dünyayı susturan odur. İsrail'in güvenliğini koruma politikasıyla bazı kimyasal silahlarını teslim etmekten kaçındı. Bunu Suriye halkını ve hayatlarını korumak için yapmadı. 

Suriye'deki insan hakları durumunun ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin yıl dönümünde en kötü, en vahşi ve acı halinin olması önemli değil. Bu tüm sözde uluslararası toplum tarafından biliniyor ve anlaşılıyor. Bununla birlikte, bu rejim halen BM'de ve birçok kuruluşunda resmi bir temsilcidir. Çocuk haklarıyla ilgili bir BM insan hakları kuruluşunun Başkan Yardımcısı olarak seçilmiştir. Binlerce Suriyeli çocuğu öldürmüştür. Halen bölgesel ve büyük ülkelerin tam görünümünde bunu yapmaya devam ediyor. Buradan Suriye halkı hala göz kırpmadan yüzbinlerce Suriyeliyi alıkoyan suçlu Nazi rejiminden ihlal edilen haklarını geri almak için çalışmakta. Suriye halkı zorbalığa karşı gerçek ve ciddi mücadele içinde kalacaktır. Ta ki orman yasasının değil; hukukun ve anayasanın egemen olduğu vatan ve devlet inşa edilene kadar…

 

Whatsapp