Yüzyılın Suçu: 11 Bin Suriyeli Esed Zindanlarında İşkence Altında Can Verdi Suriyelilerin Cesetlerine Ait 55 Bin Fotoğraf


 

“Yüzyılın Suçu”, rejim ordusundan ayrılan “Kayser” lakaplı fotoğrafçının ifşa ettiği fotoğraflarla bir kısmı gün yüzüne çıkan suçtur. Kayser, 2014 başlarında 55 bin fotoğraf sızdırmayı başarmış, bu fotoğraflarda Beşşar Esed rejimi hapishanelerinde 11 bin kişinin öldürüldüğü belgelenmiştir. On binlerce mahkumun akıbeti ise meçhuldür. Esed’in işkence mekanizması hala zindanlarda kaybolan kişileri ezmekte ve canlarına kıymaktadır. Ayrıca hayatta olanların ellerinden de insanlıklarını almaktadır. Fotoğrafların çoğu 601 Mezzeh Hastanesi’nde çekilmiş, işkence kurbanlarını ve çeşitli karakollarda öldürülen kişileri göstermektedir.

BM Güvenlik Konseyi’nin Fransa tarafından Suriye rejimi hapishanelerinde uygulanan işkence ve idamlarla ilgili raporun detaylarını incelemek üzere gayrı resmi olarak gerçekleştirilen kapalı oturumda, katil rejim hapishanelerinde işlenen suçların yargılanma olasılığı da konuşuldu.

Açlık ve işkence sonucu ölen Suriyeli kadınların cansız bedenlerini, aynı şekilde ölen küçük bir kız çocuğunu, yaşlıların cesetlerini, açlık ve açıdan can veren iki genci, naylon poşetlerle kapatılan bedenlerini, sardalye konservesi gibi sarmalanmış hallerini ve bir bilinmezliğe, belki bir toplu mezarlığa ya da insan yakılan yerlere gönderilmelerini gösteren bu dosya, Suriye halkının meselesini desteklemiş ve hukuki durumunu güçlendirmiştir.

Yukarıda anlatılanlar, Kayser’in bizzat tanık olduklarının özetidir.  Beşşar Esed zindanlarında sistematik bir biçimde katledilen kişilere ait 11 bin cesedin 55 binden fazla fotoğrafını sızdıran odur.

Kayser’in sızdırdığı fotoğraflar, rejimi derinden sarsmıştır. Rejimi milyonların önünde daha önce hiç olmadığı kadar çıplak bırakmıştır. Kayser ve beraberindeki gençlerden oluşan ekip, aylar boyunca bu dosyayı hem içeriden hem de dışardan kuvvetlendirmek ve tüm hukuki ve insani yönlerini ortaya çıkarmak için çalışmış, Esed’in gerçekleri inkar etme, yalanlama ve uydurma olduğunu söyleme ihtimalini zayıflatmayı hedeflemiştir. Aynı şekilde Guta katliamında da Esed rejiminin küstahlığı ve masal uydurma, inkar etmedeki mahareti kendisini göstermiş, bu maharet öyle bir dereceye ulaşmıştı ki kimyasal silah ile şehit olan insanları kendilerini öldürmekle suçlamıştı!

Dünyanın vicdanını sarsan fotoğrafları sızdırma operasyonunun genel koordinatörü ve fotoğraflarının arşivlenmesinden sorumlu kişi, meseleyi vatanperverlik ruhuyla idare etmiş, siyasallaşmamış veya medyada bir kazanç aramamıştır. Aksine bu süreci halis muhlis bir Suriye işi olarak nitelemiştir.

Kayser, açık bir şekilde bu dosyanın tüm Suriyelilere ait olduğunu söylemiş, bu yapılanın halis muhlis milli bir Suriye işi olduğunu vurgulamıştır. Nitekim bu dosyanın çoğunun tamamlanmasında, kendi imkanlarıyla çaba gösteren Suriyelilerin payı olmuştur.

Yine Kayser, Yüzyılın Suçu dosyasını hazırlama girişimlerinin Eylül 2011’de başlayarak Ağustos 2013’te son bulduğunu ancak başlangıçta fotoğrafların hukuki alanda delil teşkil edecek kadar korkunç sonuçlar vereceğini düşünmediğini belirtmektedir.

Kayser’e göre dosya, 4 aşamadan geçmiştir. Birinci aşama, bekleme ve dosya içerikleri ile belgelerini toplama aşamasıdır. Bu aşamada Suriye içinde tam teşekküllü bir eylem ağı kurulmuş ve komisyonlar faaliyet göstermiştir. Bunun için de vatansever Suriye gençliği ileri atılmıştır. Bu kişilerden bazılarının Kayser ile doğrudan iletişimleri vardır. İşte dosyanın gerçek askerleri bunlardır. İkinci aşamada meselelerine inanmış ve devrimin hedeflerini yücelterek, dosyanın gerektirdiği birçok alanda tecrübe sahibi Suriyeliler çalışmıştır. Üçüncü aşamada Arap dünyası ve diğer ülkelerdeki hukuki mercilerle koordineli bir biçimde faaliyet gösterilmiş, böylece dosya dördüncü ve son aşamaya yani belgelendirme aşamasına geçmiştir. 23.12.2013 tarihinde dosya, Londra’da bulunan İngiliz Hukuk Şirketi Carter-Ruck’a gönderilmiştir.

Ağır yükleri içinde barındıran bu dosya, katil Esed rejiminin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Bu şekilde sistematik ve belgelendirilmiş bir katliamın, “sapkın ve profesyonel bir terör” olduğunu göstermiştir. Ancak bu “terör”, rejimin ayakta kalmasını sağlamayacaktır. Er ya da geç suçlular yargılanacaktır.

 
Whatsapp